"كانت تنتظر" - Traduction Arabe en Turc

    • bekliyordu
        
    • bekledi
        
    • beklerken
        
    • bekliyormuş
        
    • bekliyorlardı
        
    • kadar beklerdi
        
    Faik Ana'mız dünden beri sizi bekliyordu. Open Subtitles الأم المسؤولة كانت تنتظر قدومك منذ الأمس
    Araba orada bekliyordu, polis gizlemişti. Open Subtitles السياره كانت تنتظر هناك مخفيه بواسطة البوليس
    Planör filosu, D-Day'i simgeleyen işaretlere boyanmış, bekliyordu. Open Subtitles اسراب الطائرات الشراعيه كانت تنتظر وقد أكتست بعلامات اليوم المنتظر
    Belki de çocukların erkek olmalarını bekledi. Open Subtitles ربما كانت تنتظر الأولاد ليكون جميعهم من الرجال
    Çocuklarının hokey antrenmanının bitmesini beklerken üstü başı gizlice içtiği mentollü sigara kokuyordur. Open Subtitles ورائحتها كسيجار المينتول التي دخنتها خلسة بينما كانت تنتظر لتوصل اولادها لتدريب الهوكي
    Bunu bekliyormuş gibi o da oradaydı. Open Subtitles وهي كانت هناك كما لو أنّها كانت تنتظر هذا
    Sana dokunmak için uzun zamandır bekliyorlardı. Open Subtitles في قبضة يديّ أنا لأكون دقيقًا وقد كانت تنتظر لوقت طويل لتلمسك
    Soyunmak için ben odama girene kadar beklerdi. Open Subtitles ولذا كانت تنتظر أن أكون في غرفتي حتى تخلع ملابسها.
    Aşağıya indim, ve annem oturma odasında bekliyordu. Open Subtitles وذهبت إلى أسفل ، وبلدي وأمي كانت تنتظر في غرفة المعيشة.
    Donör bekliyordu ve tekrar göreceğinden umutluydu. Open Subtitles كانت تنتظر متبرع ، وكانت تأمل إسترداد بصرها
    Muhtemelen başından beri bunu planlıyordu, sadece beni sikmek için doğru zamanı bekliyordu. Open Subtitles لقد قامت بالتخطيط لك هذا, لكنها كانت تنتظر للحظة المناسبة للإيقاع بي
    Ama sonra kliniği kapadığımda dışarıda bekliyordu. Open Subtitles ولكن بعد ذلك عندما أنهيت عملى كانت تنتظر فى الخارج
    O haber hazır bekliyordu. Sızdıran ise ben oldum. Open Subtitles تلك القصة كانت تنتظر ومستعدة للظهور وأنا من قام بتسريبها.
    Catherine kızıyla birlikte istasyonda Jim'i bekliyordu. Open Subtitles ‫"‬كاثرين‫"‬ كانت تنتظر في المحطّة مع ابنتها
    Uzun zamandır kendisine sormanı bekliyordu. Open Subtitles كانت تنتظر أن تسألها منذ عصور.
    Ve seninki, seni çok uzun zamandır bekliyordu. Open Subtitles وشياطينك كانت تنتظر لفترة طويلة جداً
    Onunla evlenebilmen için eve gelmeni bekledi ama eve canlı gelsen de gelmesen de, asla evlenmeyecektin. Open Subtitles لقد كانت تنتظر عودتك للوطن حتى تتزوجها لكنك لم تكن لتتزوجها سواء عدت للوطن حياً أو لأ
    Yıllarca onun dönmesini bekledi ve burdaydı Open Subtitles وعندما كان يسافر حول العالم, كانت تنتظر عودته بفارغ الصبر.
    18'ine girene kadar bekledi. Sen hesapla. Open Subtitles كانت تنتظر حتى تبلغ الثامنه عشره ، قم بالحساب
    Bir gün, bir anne doktoru beklerken vergilerini yapıp yapmayacağımızı sordu. TED في إحدى الأيام، سألتنا إحدى الأمهات لماذا لا نقوم بتنظيم ضرائبها؟ بينما كانت تنتظر الطبيب.
    Kız yardım beklerken aracın aniden hava yastığı patladı Open Subtitles كانت تنتظر النجدة في السيارة عندما إنفجر فجأة الكيس الهوائي
    - Polis bizi bekliyormuş. Open Subtitles -الشرطة كانت تنتظر
    Ve uzun zamandır sana dokunmak için bekliyorlardı. Open Subtitles وقد كانت تنتظر لوقت طويل لتلمسك
    Kızının ilk randevusundan gelmesini geç saatlere kadar beklerdi. Open Subtitles حتى لو كانت قد خسرت كانت تنتظر إبنتها لتعود إلى البيت من موعدها الأول

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus