Sen ve ben her zaman kıvırmadan konuşan, hazırcevap kişiler olarak biliniriz. | Open Subtitles | . لقد كانت دائما معروفة لالمفاجئة، فرقعة والبوب من حضور البديهة لدينا. |
Öncesinde de beni terk etmişti ama her zaman geri dönerdi. | Open Subtitles | كانت بالفعل تهجرنى مرات عديده قبل ذلك لكنها كانت دائما تعود |
İkinci olarak ve aynı derecede önemli olan şey ise, Yenilik her zaman düşünürlerden beslenir. | TED | ثانيا وبنفس الاهمية تغذيه الابتكار كانت دائما من خلال العمال غير المهرة |
Hayatım Sürekli böyleydi peşimden gelen minik işaretlerle dolu. | Open Subtitles | حياتي كانت دائما هكذا مليئة بإشارات صغيرة تأتي تبحث عني. |
Gelişmiş yazılımları paylaşmak, dosyaların boyutu yüzünden daima zor olmuştur. | Open Subtitles | تقاسم البرمجيات في التنمية كانت دائما صعبة بسبب حجم الملفات |
Benim için, o ev her zaman yazmaktı. | TED | بالنسبة لي، تلك الديار كانت دائما هي الكتابة. |
Birtakım başka senaryoları da hesapladık ve son görüntü her zaman şöyleydi. | TED | لقد تصورنا عدة سيناريوهات، لكن النتيجة كانت دائما نفسها. |
Ama her ne kadar tarih boyunca, aldatma her zaman acı verici idi ise de, günümüzde genellikle travmatik, çünkü benlik algımızı tehdit eder. | TED | وعبر التاريخ الخيانة كانت دائما مؤلمة واليوم غالبا ما تكون صادمة لأنها تهدد أحساسنا بذواتنا |
her zaman yalnız gezerdi. | Open Subtitles | الآن فقط راودتنى الفكرة, انها كانت دائما بمفردها |
İlk numarası her zaman Mack Sennet Banyo Güzeli olurdu. | Open Subtitles | جولتها الأولة كانت دائما استعراض ماكسينيتللجميلاتبلباسالسباحة. |
her zaman güzeldi, üniversite notları yüksekti. | Open Subtitles | انها كانت دائما جميلة تحصل على درجات عالية فى الكلية |
Bedelia her zaman dengesiz biriydi, hatta çok daha gençken de. | Open Subtitles | بيدليا كانت دائما متقلبه جدا حتى عندما كانت أصغر عمرا |
Bedelia her zaman dengesiz biriydi, hatta çok daha gençken de. | Open Subtitles | بيدليا كانت دائما متقلبه جدا حتى عندما كانت أصغر عمرا |
Ve Okyanusya her zaman DoğuAsya'yla savaştaydı, değil mi? | Open Subtitles | واوشيانيا كانت دائما في حرب مع ايستاسيا, اليس كذلك؟ |
Ama Rikako her zaman güzeldi, şimdi daha da güzel. | Open Subtitles | طبعا، ريكاكو كانت دائما جميلة لكنها تبدو اجمل الان |
Eğer her zaman böyle davranıyorsa, neden onunla da konuşmuyorsun. | Open Subtitles | إذا كانت دائما تتصرف هكذا لم لم تقل شيئا؟ |
İlişkimiz her zaman ticari olmuştur. Böyle olması da hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | علاقتنا كانت دائما تجارية صارمة وهذا ما احبة |
Sürekli bizim bahçemize girerdi. Bu yüzden Hayvan Kontrolünde çalışıyorum. | Open Subtitles | كانت دائما تهرب وكنت ابحث عنها لذلك عملت فى منظمة الرفق بالحيوان |
ve büyükannenin köylülerden ısrarla Hyun Sook'a da kendisine davrandıkları gibi davranmalarını talep ettiğini daima hissettim. | TED | وكنت دائما ما أشعر أن الجدة كانت دائما ما تصر على طلب أن يعامل أهل القرية أون سوك بالاحترام نفسه الذي يعاملونها به. |
Bana hep bir ikramda bulunurdu. Hiçbir zaman ucubeymişim gibi davranmazdı bana. | Open Subtitles | لقد كانت دائما تضع لي فنجاناً ولم تعاملني قط وكأنني غريب الأطوار |
O hep benim neşe kaynağım olmuştur sefil durumlardayken bile. | Open Subtitles | أعني، وقالت انها كانت دائما بلدي المشجع، حتى عندما كنت بائسة. |
Bundan sonra onu haftada 1-2 kez görmeye başladım. Benim için hep bir şişe sheri bulundururdu. | Open Subtitles | رأيتها بعد ذلك مرة أو مرتين أسبوعيا كانت دائما تحتفظ بزجاجة شيرى لى |
Onu ne kadar çok sevsem ve o ne kadar iyi bir aşçı olsa da evli olduğumuz 41 yılın, her yılında hindiyi fazla pişirirdi. | Open Subtitles | بمقدار حبى لها بمقدارم كانت طاهية ممتازة لكن طوال ال41 عاما التى تزوجنا فيها كانت دائما تطبخ لى الديك الرومى |