Charmaine... ve Karısı onu başka bir kadın yüzünden... evden şutlarken, adamın 2 kadının giderini aynı anda nasıl karşıladığını buldu. | Open Subtitles | وعندما كانت زوجته تطرده من أجل خيانته لها مع إمرأة أخرى أكتشفت الطريقة التي تمكن بها من الحصول على إمرأة أخرى |
Karısı benim için çalışmayı bıraktı. Ayrıca onun Karısı olmayı da bıraktı. | Open Subtitles | كانت زوجته قد تركت العمل لدي آنذاك كما كانت قد انفصلت عنه |
Karısı ölümün kıyısında zar zor nefes alır ve çok sevdiği oğlu doktora ihtiyaç duyar bir halde ateşler içinde cayır cayır yanarken. | Open Subtitles | كانت زوجته ترقد مريضة على حافة الموت بينما كان ابنه الحبيب يحترق بالحمى فى حاجة ماسة لطبيب |
Onunla eşi ilgileniyormuş, ancak ne yaptıysa durumu değişmemiş, eve doktor çağırdıklarında bile durumu düzelmemiş. | TED | كانت زوجته تعتني به، ولكن لا شيء فعلته أحدث فرقا، وعندما استدعوا طبيب البلدة لا شيء فعله أحدث فرقا أيضا. |
Karısıymış. | Open Subtitles | إنها كانت زوجته |
Onu bu yaşlandırdı! İşleri Karısı yürütmeye başladı. | Open Subtitles | رجل بحالته وعمره كانت زوجته تقوم بأدارة كثير من الامور |
İkinci Karısı 1927'de odasında intihar etmiş. | Open Subtitles | هذه كانت زوجته الثانيه لقد إنتحرت فى هذه الغرفه عام 1927 |
Karısı Japon'muş. Çok zalim bir ırk. Peki, ne giyeceksin? | Open Subtitles | لقد كانت زوجته يابانية، إنهم لجنس قاسى جدا الأن ماذا سترتدين؟ |
Karısı çok para harcıyormuş. Kredi kartlarını doldurmuş. | Open Subtitles | كانت زوجته إمرأة مبذرة ووصلت الحد الأعلى على بطاقة الإعتماد |
Eğer Karısı neden bana öyle dik dik baktı diye düşünüyorsan.. | Open Subtitles | حسناً, إذا كنت تتسأل لماذا كانت زوجته تحدق علي |
Bu yüzden ilk Karısı tahta bacaklı, ikinci Karısı da Kanadalıydı. | Open Subtitles | ولهذا كانت زوجته الأولى بساقٍ خشبيّة والثانية كنديّة |
Karısı elim bir trafik kazası geçirmiş. Onunla sabah görüştüm. | Open Subtitles | لقد كانت زوجته في حادثة مريعة لقد تحدثت معه هذا الصباح |
Peki neden... Karısı yerde ölü yatıyordu? | Open Subtitles | أذاً لماذ كانت زوجته مُمدة قتيلة على الأرض؟ |
Çünkü Karısı bunu öğrenirse işler hiç iyi olmaz. | Open Subtitles | هناك الكثير من القلاع فوق التلال انقسمت الى شطرين ما إذا كانت زوجته اكتشفت ذلك |
Onun Karısı olduğunu bilmiyordum, yemin ederim. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنها كانت زوجته. أعـدك بذلك. |
Karısı oğluna sarılırken üzerine damlayan kralın kanıydı yeni farklı bölge adına ben hala kraldım | Open Subtitles | موته ، لم يكن هباءً لأنه بينما كانت زوجته تَلد كانت دماء الملك تنزف على الشاطىء |
Karısı 7 aylık hamileydi. | Open Subtitles | محال, فقد كانت زوجته حاملاً في الشهر السابع |
Karısı hamile kaldığında bizim müdürü görecektin sen. Bebek 6 aylık olunca karısını striptiz işinden çekti. | Open Subtitles | كان يجب أن تري المدير حين كانت زوجته حامل بعد ست شهور من الحمل جعلها تتوقف عن التعري |
Hz. Hatice 25 yıldır kendisinin sevgili eşi, en yakın dostu ve danışmanıydı. | Open Subtitles | لقد كانت زوجته الحبيبة واقرب رفيق ومُستشاره لــ25 سنة |
Bay Harris bu ismi eşi ilk çocuğuna hamileyken koymuş. | Open Subtitles | السيد هاريس سماه بذلك الإسم عندما كانت زوجته حاملاً بطفلهما الأول |
Karısıymış. | Open Subtitles | لقد كانت زوجته |