"كانت فارغة" - Traduction Arabe en Turc

    • boştu
        
    • boş olduğunu
        
    - Onları bulamadı. - Veritabanı bile boştu. Open Subtitles أنه لم يجدهم، حتى خزائن البيانات كانت فارغة
    Otobüs neredeyse boştu, yanına oturamazdım. Open Subtitles الحافلة كانت فارغة تقريباً لذا لم أستطع الجلوس بجانبها
    Ülkenin kötü ekonomisi yüzünden de odaların çoğu boştu. Open Subtitles لكن أيضا بسبب الحالة السيئة للإقتصاد فالكثير من الغرف كانت فارغة
    İlk kurşun gerçekti diğerleri boştu anlamak o kadar da zor değil Oz. Open Subtitles الجولة الأولى كانت حيّة ، و البقية كانت فارغة . حاول وواصل.
    Siktiğimin çantasının boş olduğunu biliyoruz. Open Subtitles أيـّها المحتال المزيـّف، هذا من أنا نحن نعرف بأنّ الحقيبة كانت فارغة
    Ama olacak.Şoför iş başında değildi.Kamyon başından beri boştu. Open Subtitles السائق لم يكن في العمل المدرعة كانت فارغة منذ البداية
    Gerçekten İçi boştu, fakat en azından ne kadar sefil birisi olduğumu fark edememenin mutluluğunu yaşıyordum. Open Subtitles كانت فارغة في الحقيقة و لكني على الاقل لم أكن أعرف أني كنت بائسة
    Asker şekeri değilmiş. Şişe boştu. Open Subtitles لم تكن أقراصاً للشخير القارورة كانت فارغة
    Başka evleri denedim, ama hepsi boştu. Open Subtitles حاولت اللجوء إلى المنازل الأخرى، لكنها كانت فارغة.
    Hâlâ kaçabilirsin soran olursa da boştu dersin. Open Subtitles مازال يمكنك ان تذهب بعيداً اياً كان من تعمل لدية اخبرة انها كانت فارغة
    Şişe boştu dedin, değil mi? Open Subtitles أنتِ قلتِ أن الزجاجة كانت فارغة , أليس كذلك ؟
    Tabii ki boştu, yoksa neden 911'i arayasın ki? Open Subtitles أنها كانت فارغة أو لماذا أيضاً إتصلت بالرقم 911 ؟
    Yetkililer bir şey çaldığından kuşkulandı ama her şey yerindeydi ve taşıdığı çanta da boştu. Open Subtitles السلطات اشتبهت أنه سرق شيئًا، لكن لم يُفقد شيء من المتجر والحقيبة التي كان يحملها كانت فارغة
    Garip olan şey kutular bu sabah boştu. Open Subtitles الامر الغريب، إن الحاويات كانت فارغة هذا الصباح
    Mezar tamamen boştu. Open Subtitles ولكن ما لا تعرفونه إنهم لم يجدوا جثث الصبية والقبور كانت فارغة تماماً
    Bugüne kadar yaktığı binalar hep boştu. Open Subtitles حتى الآن، كلّ المباني التي حرقها كانت فارغة.
    Döndüklerinde ise tren boştu. Open Subtitles وركبوا بعربة محملة بالذهب لكن عندما رجعوا كانت فارغة
    Dosya orada değildi. JPEG'i açtım, boştu. Open Subtitles لم يكن موجودا ، الخطاب ، قُمت بتفح الصورة و كانت فارغة
    Sabah 5'te ayrılırken ev boştu. Open Subtitles عندما غادرت شقتي بالخامسة صباح اليوم، كانت فارغة
    - Üzerindeki kart boştu. - Biliyorum. ben... Open Subtitles ـ البطاقة كانت فارغة انا اعرف ذلك
    Dostum, kahrolası çantanın boş olduğunu, bir milyon papeli kendine sakladığını biliyoruz. Open Subtitles أيـّها المحتال المزيـّف، هذا من أنا نحن نعرف بأنّ الحقيبة كانت فارغة نحن نعرف بأنـّك احتفظت بالمليون دولار لنفسك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus