"bir zamanlar altın saçlı bir kız vardı... güzel bir evde yaşamaya giden..." | Open Subtitles | ذات مر كانت هناك فتاة شعرها أشبه بالذهب ذهبت لتعيش فى منزل جميل |
"bir zamanlar altın saçlı bir kız vardı... güzel bir evde yaşamaya giden..." | Open Subtitles | ذات مر كانت هناك فتاة شعرها أشبه بالذهب ذهبت لتعيش فى منزل جميل |
Kuyruğu olan bir kız vardı ve bence çok ateşliydi. | Open Subtitles | كانت هناك فتاة مع ذيل لقد كانت مثيرة بالنسبة الي |
Yanında da bir kız vardı, adını tam hatırlamıyorum. | Open Subtitles | كانت هناك فتاة بصحبته, لا اتذكر اسمها جيدا |
Bir zamanlar güzel bir şapkası muhteşem alevli kaşları olan herkes tarafından sevilen küçük bir kız varmış. | Open Subtitles | كان يا مكان، كانت هناك فتاة ذات رداء احمر ظريف و حواجب مشتعلة بالنار |
Bizim kulüpte sadece puro içen bir kız vardı. | Open Subtitles | في النادي كانت هناك فتاة لا تدخن إلا السيجار |
Bir zamanlar, çok güzel bir kutuda yaşayan çok tatlı bir kız vardı... ve herkes onu severdi. | Open Subtitles | ذات مرة كانت هناك فتاة جميلة جدا عاشت فى صندوق جميل وكان الكل يحبها |
Bir zamanlar, çok güzel bir kutuda yaşayan çok tatlı bir kız vardı... ve herkes onu severdi. | Open Subtitles | ذات مرة كانت هناك فتاة جميلة جدا عاشت فى صندوق جميل وكان الكل يحبها |
Orada annesiyle yaşayan Florance isimli bir kız vardı. | Open Subtitles | كانت هناك فتاة تعيش هناك مع أمها اسمها فلورنس |
İki sıra arkamızda bir kız vardı. | Open Subtitles | كانت هناك فتاة صغيرة في الخلف تبعد عنا بصفين |
Bu sırada, Jay ve Neil'i zaptetmek iyi bir işti çünkü işin ucunda Hollandalı bir kız vardı. | Open Subtitles | في هذه الأثناء, أحسن جاي و نيل صنعا عندما لفوا كمومهم إلى للأسفل لأنه كانت هناك فتاة هولندية بلا أية تحفظ |
Ama geldiğimde başka bir kız vardı. | Open Subtitles | لكن كانت هناك فتاة أخرى عندما جئت المرة الماضية |
Benden para kopartmaya çalışan bir kız vardı. | Open Subtitles | كانت هناك فتاة من قبل وقد أرادت بعض النقود |
Aslında işi yapacak başka bir kız vardı, ama artık yapamayacak. | Open Subtitles | إذن كانت هناك فتاة لديها حفلة ، و هي لا تستطيع الذهاب |
Ama sevdiğim bir kız vardı ve ona hislerimi açıkladım ama o benim gibi hissetmiyormuş ve gitti. | Open Subtitles | ولكن كانت هناك فتاة أحبها، وأخبرتها كيف كنت أشعر نحوها، ولكنها لم تكن تبادلني بنفس الشعور، لذلك رحلت. |
Burada otuz yıl önce kaybolmuş bir kız vardı. | Open Subtitles | لقد كانت هناك فتاة هنا قبل 30 عامًا اختفت |
Kasabada bir kız vardı ve o bu hataların gizli dosya dolaplarında olmaması gerektiğini düşünüyordu, ya da yaparlarsa, çocukların erişimine izin veren bir kanun olması gerektiğini düşünüyordu. | TED | حسنا ، كانت هناك فتاة في المدينة تعتقد .. أنه يجب ألا يكون هناك ملفات سرية في تحفظ في كبائن. و في حال وضعت هذه الملفات في الكبائن فيجب أن يسن قانوناً .. يسمح بوصول الأطفال لها. |
Bir keresinde.. güzel bir kız varmış bu zincifre boyasına hakkı olan. | Open Subtitles | كانت هناك فتاة جميلة كان لها الحق في هذا اللون القرمزي |
Bir zamanlar aşk için evlenmiş güzel, genç bir kız varmış. | Open Subtitles | كان فيما مضى كانت هناك فتاة شابة جميلة التي تزوجت عن حب. |
"Evvel zaman içinde, sevimli küçük bir kız varmış tanıdığı herkes tarafından çok sevilirmiş ama özellikle, onun için her şeyini verebilecek büyükannesi tarafından. | Open Subtitles | ذات مرة في قديم الزمان كانت هناك فتاة صغيرة غالية كانت محبوبة من قِبَلْ كل شخص قابلها لكن على نحو خاص من قبل جدتها التى كانت تود إعطائها أي شئ |
Ormanda kaybolan kızlar birliğindeki kız var. | Open Subtitles | كانت هناك فتاة بيت الطالبات التي فقدت في الغابة |