"كانها" - Traduction Arabe en Turc

• gibiydi
• Sanki
• Kanha
• çeşit
• benziyor
• gibi görünüyor

Arabada biriyle konuşuyordu, ama ne bileyim Sanki sadece bir yerlere gitmek istiyor gibiydi.
كانت تتكلم مع احدهم في السيارة كانها كانت تحاول الحصول على من يوصلها

Eski çağ Yunanistan'da yeraltı dünyasına giden birçok giriş bulunmaktaydı, aslına balarsanız, bir çeşit rekabet endüstrisi gibiydi.
هناك العديد من المداخل إلى العالم السفلي في اليونان القديمة في الحقيقة كانت كانها صناعة تنافسية

Bana öyle geldi ki... Sanki arabayı o ağaca bilerek sürdü.
بدت لي؛ على أية حال كانها وجهت السيارة بتعمد الي هذه الشجرة

Sanki karım değil de yabancı biriydi.
لقد بدت غريبة كانها ليست زوجتى غريبة بشده

- "Nandlala Kanhaiyya." - "Kanha..."
- "ناندلالا كانهيا" - "كانها "

Çocuklar hâlâ konuşuyorlar Sanki bir çeşit hayalet hikâyesiymiş gibi.
لا يزال الاطفال يحكون عن ذلك و كانها قصة عن الاشباح

Kamyonet cehenneme gidip dönmüşe benziyor.
تلك الشاحنة تبدو كانها لو ذهبت للجحيم وخرجت منها

İlk kez benden ayrıldığında birisiyle cinsel ilişki yaşamış gibiydi.
أول مرة هجرتني فيها كان كانها تلقت ضربة على رأسها في النادي.

Yer taş gibi olmuştu. Sanki Dünya onu istemiyor gibiydi.
الارض كانت صلبة جامدة كانها لاتريده

O hız inanılmazdı. - Kanatlı bir mermi gibiydi. - Kaç yaptın?
ـ السرعة كانها طلقة رصاص ـ ماذا حققت؟

O gece kulüp mahşer günü gibiydi.
كانها قنبلة من ذهب في تلك الليلة

Evet, Büyük Futbol Tanrısı'na bir hizmet gibiydi.
نعم, كانها عرض خاص لإله كرة القدم

Akıntıyla taşındılar Sanki raylarda ilerlermiş gibi.
لقد حملتهم موجة بعيد و كانها لو كانت تسير على سكة حديد

Sanki bulunmasını istermiş gibi.
كانت تقريبا بمنتهي السهولة , كانها اردات ان توضح

Sanki eğlenceymiş gibi savaş hikâyeleri anlatmanı isterler.
يريدون ان يشمعوا قصص الحرب و كانها للتسلية

Annesinin gelmediği randevulara erkenden geliyor. Sanki eve gitmek istemiyor gibi etrafta oyalanıyor.
عندما يكون لديها موعد بدون أمها ، تأتي باكراً ، وتخرج متاخراً كانها لا تريد العودة الى المنزل

-"Kanha..." -"Nandlala Kanhaiyya. "
"كانها"

"Kanha..."
"كانها"

Kurşun yaralarına benziyor, ama söylemesi zor. Herif dağılmış.
كانها رصاصات لكن يصعب تحديد ذلك فالجثة ممزقة.

İyi aslında. Aşağısı çok derin gibi görünüyor.
الشئ الجيد , ايضاً يبدو كانها هوة سحيقة.