Kutsal mekanlara girişlerle ilgili birbirleri ile tartışıyorlardı. | TED | كانوا يتجادلون حول شئ واحد حول دخول الاماكن المقدسة |
- Barry Bonds hakkında tartışıyorlardı,ve bu isimden eminim. | Open Subtitles | كانوا يتجادلون بشأن باري بوندز وانا متأكد من التعرف عليه |
-Ne konuda tartışıyorlardı? | Open Subtitles | كل يوم ... إذن, ما الذى كانوا يتجادلون بشأنه ؟ |
Ames'de Reese gitti. Benimle ilgili kavga ediyorlardı. Benim adımı söylediklerinin gördüm. | Open Subtitles | لقد كانوا يتجادلون حولي، لقد شاهدتهم يقولون اسمي |
Bir çanta hakkında mı ne kavga ediyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يتجادلون حول حقيبة أو ما شابه |
Hayır, 79 yılındaki gaz krizi sırasında tartıştıklarını hatırlıyorum fakat Carter bürodan ayrıldığından beri düzgün bir şekilde devam ediyorlar. | Open Subtitles | وأنكم لا تتشاجرون أبداً؟ كلا، أتذكر أنهم كانوا يتجادلون كثيراً، أثناء أزمة الغاز عام 79 |
Barry Bonds 'un fiyatı hakkında tartışıyorlardı | Open Subtitles | اعني كانوا يتجادلون كم يساوي باري بوندس |
Yangının çıktığı gece bunu mu tartışıyorlardı? | Open Subtitles | ... ليلة الحريق أهذا ما كانوا يتجادلون بشأنه ؟ |
Ne hakkında tartışıyorlardı? Hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | ما الذي كانوا يتجادلون حوله؟ |
Ne hakkında tartışıyorlardı? | Open Subtitles | فيمَ كانوا يتجادلون ؟ |
Sanırım tartışıyorlardı. | Open Subtitles | أعتقد أنهم كانوا يتجادلون |
Ne hakkında tartışıyorlardı? | Open Subtitles | ما الذي كانوا يتجادلون بشأنه؟ |
Vermont'a gitmemizi söylediğin için tartışıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يتجادلون عنك لأنك أخبرتنا أن نذهب إلى (فيرموت). |
- Ne hakkında tartışıyorlardı? | Open Subtitles | -عم كانوا يتجادلون ؟ |
tartışıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يتجادلون |
Sonra, Daniel ile Hanna arasında herhangi bir cinsel ilişkiye şahit olmadığını sadece tartıştıklarını gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | وبعد ذلك قال انه لم يرى اي جنس على الاطلاق بين دانيل وهانا فقط انهم كانوا يتجادلون مع بعضهم |