Bazen Teğmen Dan de geliyordu ama dua faslını bana bırakıyordu. | Open Subtitles | أحياناً كان الملازم دان يأتى معى أعتقد أنه كان يترك الصلاة لى |
Biz arkasını gözetlerken, Teğmen ve dişçi lokomotife biniyormuş demek! | Open Subtitles | بينما نشاهد مقطورتها كان الملازم و طبيب الأسنان يركبان القطار كله |
Eğer Teğmen Tyler varsa, bilgisayarda onunla ilgili kayıt olmalı. | Open Subtitles | اذا كان الملازم تايلر غير موجودا سيكون له سجل في الحاسب الآلي |
Teğmen Scott cesedin yanında diz çökmüş duruyordu. | Open Subtitles | كان الملازم الاسمر سكوت منحنيا على ركبتيه |
Teğmen Ford eskiden dostun olabilir, ...ama artık değil. | Open Subtitles | ربما كان الملازم فورد صديقك لكنه لم يعد كذلك. |
Teğmen Shaw, sen ve Steve'in ilişkiniz olduğunu farkına vardığında alt üst olmadı mı? | Open Subtitles | هل كان الملازم شو منزعجاً عندما علم بأنك أنت وستيف كنتم على علاقة محرمة؟ |
- Efendim, bir cinayet soruşturuyoruz Teğmen Martinez tanıklardan biriydi ama bize söyleme zahmetine girmedi. | Open Subtitles | كان الملازم مارتينيز حاضراً فيها و لم يكلف نفسه عناء إخبارنا بذلك |
Bu Teğmen dediğiniz kadar kötü biriyse hala onun eşi olarak nasıl kalabiliyorsunuz? | Open Subtitles | إذا كان الملازم بمثل هذا السوء الذي تتحدثين عنه... كيف بوسعك أن تظلي زوجته ؟ |
Eğer Teğmen Kendrick Santiago'ya dokunulmaması emrini verdiyse o zaman neden nakledilmek zorundaydı? | Open Subtitles | إن كان الملازم (كندريك) أعطى أمراً بعدم لمس (سانتياجو) لماذا وجب نقله إذاً؟ |
Eğer gördüğüm gerçekten Teğmen Harper'sa, ona ne olduğunu bilmek isterim. | Open Subtitles | إذا ذلك حقا كان الملازم أوّل هاربير، أنا wanna يعرف ما حدث إليه. |
İdamlara katılanlar arasında Teğmen Frentz adıyla bir Alman kameraman da vardı. | Open Subtitles | بين أولئك الذين حضروا الإعدام "كان الملازم أوّل" فرينتس مصوّر ألماني |
Teğmen Jones olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نفكر في أنه كان الملازم جونز نفسه |
Ajan Keen, adı Teğmen Eugene Ames'ti. | Open Subtitles | عميلة كين، اسمه كان الملازم يوجين آيمس |
Hayır yapmadı, Teğmen Sajen öldürdü. | Open Subtitles | لا، لم يفعل ذلك. كان الملازم ساجين. |
Teğmen haklıydı. | Open Subtitles | كان الملازم على حق |
Bazen Teğmen Dan de geliyordu ama dua faslını bana bırakıyordu. | Open Subtitles | أحياناً كان الملازم (دان) يأتى معي أعتقد أنه كان يترك الصلاة لي |
Teğmen Morris ilk polis olur kendi küçük birini temizlemek için ölmek büyülü haberci? | Open Subtitles | (هل كان الملازم (موريس هو أول شرطي يموت في سبيل تغطية فوضاهم السحرية ؟ |
Eğer Teğmen Benedict arabadaki adamla tartıştıysa teorinin hipotezlerine göre, daha önceden tanışıyor olmalılar. | Open Subtitles | إن كان الملازم (بيندكت) يتحدث مع الرجل من الشاحنة فتفرض النظرية أن هناك إحتمال إنهما كانا يعرفان بعضهما |
- Teğmen senin çıkarlarını ön planda tutuyordu. | Open Subtitles | كان الملازم يكترث لأمرك |
Teğmen Larkin'in görevde olup olmadığını onaylamayacağımı biliyorsunuz. | Open Subtitles | إن كان الملازم (لاركن) بمهمةٍ أم لا أيها القائد ما يمكنني إخبارك به هو |