"كان به" - Traduction Arabe en Turc

    • vardı
        
    • bir
        
    En eski insan iskeletlerinin göğüs kafeslerinde mızrak uçları vardı. Open Subtitles أول هيكل أدمى كان به ثقوب حراب فى قفصة الصدرى
    Üstündeki pul Ostend'de yapıştırılmıştı ama köşesinde bir Japon damgası vardı. Open Subtitles كان مختوما فى أوستيند لكن كان به ختم يابانى على جانبة.
    Dünyanın en büyük yatı değildi ama kütüphanesinde bir şöminesi vardı ve barı ağartılmış mahogany ağacındadı. Open Subtitles لم يكن أكبر يخت فى العالم لكن كان به مدفأه صغيرة فى المكتبة و كان البار مغطى بخشب الماهوجنى الفاخر
    276 mahkum vardı, 110 gardiyan ve eşleri ve bir çocuk merkezi vardı adada. Open Subtitles كان به 276 سجين و 110 حارس وزوجاتهم واطفالهم استقروا على الجزيره
    Bileklikte rakun beyni kadar büyük elmaslar vardı. Open Subtitles ذلك السوار كان به ماسة بحجم رأس الراكون.
    Nesi olduğunu bilmiyordum. Ama bir şeyi vardı. Open Subtitles لا أعرف ماذا كان به, ولكنه كان به خطأ ما
    İçinde bir sürü şey vardı, ancak firavuna ait değildi. Open Subtitles كان به الكثير من الأشياء، لكنه لم يكن فرعون
    İnanılmaz bir rus ruleti sahnesi vardı. Open Subtitles حقا , كان به ذلك مشهد الروليت الروسي المذهل
    Tanrı aşkına, televizyonun yüzün üstünde kanalı vardı. Open Subtitles التلفاز كان به أكثر من مائة قناة بحق السماء
    Bu hesaba geçen ay girdiğimde, yaklaşık 200,000 dolar vardı. Open Subtitles دخلت هذا الحساب منذ شهر و كان به حوالي 200 ألف
    Bankalardaki gibi bir kasa vardı. Open Subtitles كان به خزنة قبو، مثل المصارف لكنها مهجورة
    Geçen haftanın akşam yemeğinde, biraz şey vardı, bilirsiniz yasadışı İtalyan peyniri. Open Subtitles عشاء الأسبوع الماضي كان به العديد من الجبن الإيطالي الغير قانوني
    Evrenin ilk zamanında, sadece beş bilyenin çıkartılmasıyla tetiklenilecek türden çok küçük bir düzensizlik vardı. Open Subtitles الكون الأولي كان به شئ من عدم التماثل والذي يمكن تمثيله بإزالة خمس كرات فقط
    Bodrumda denizcilerin ve turistlerin gittiği cehennem çukuru gibi yeri vardı. Open Subtitles لقد كان به فوضي كبيرة في الطابق السفلي حيث يذهب البحارة والسياح.
    Krallıkta yüksek makamlara gelmek için çılgın hayalleri vardı. Open Subtitles لقد كان به أحلام جنونية. كان يحلم أن يصبح صاحب مكتب.
    bir ömre yetecek kadar şakayık vardı. Open Subtitles لقد كان به الكثير من الزهور التي تكفي لمدة الحياة
    Önceki evimizin her tarafında bunlardan vardı. Open Subtitles منزلنا الأخير كان به العديد منها في كل مكان
    Külleri plastik bir torba içinde verdiler. Fakat o da delikti. Open Subtitles كنت قد وضعتها في كيس من البلاستيك لكن كان به ثقب
    Ben Home Depot'da yöneticiyken bahsettiğiniz şu sapık bir ara yanımızda çalışmıştı. Open Subtitles لقد كنتُ مديراً لفندق، حيثُ كان به هذا الفتى الذي تتحدثون عنه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus