"كان جزءًا من" - Traduction Arabe en Turc

    • bir parçasıydı
        
    Polonya'daki dayanışmanın bir parçasıydı, bu dayanışma hükûmet tarafından kaba-kuvvet ile baskılanan pasit bir sosyal değişim hareketiydi. TED كان جزءًا من حركة التضامن فى بولندا، التي كانت حركة سلمية من أجل التغيير الاجتماعي التي قمعتها الحكومة بعنف.
    Kıtanın tamamında gelişen değişimin bir parçasıydı. TED لقد كان جزءًا من التغيير المتنامي في جميع أرجاء القارة.
    Başka şansım yoktu evlat. Bu bilgisizliğin komplonun bir parçasıydı. Open Subtitles لم يكن لدي خيارًا يا فتى جهلك بالأمر كان جزءًا من المؤامرة
    Annem buraya gelişi ve beni manipüle etmesi onun bir parçasıydı. Open Subtitles حتى قدوم أمي إلى هُنا والتلاعب بي وخداعي كان جزءًا من الخطة
    Hayatımın, geride bıraktığımı düşündüğüm bir parçasıydı ama işte buradayız. Open Subtitles كان جزءًا من حياتي ظننتني تخطيته، لكن... ها نحن ذا. حسنٌ
    Yapbozun son parçası 2016'da ortaya çıktı; aramızda yalnız üç ofis olan meslektaşım Konstantin Batygin ve ben farkına vardık ki herkesi şaşırtan sebep günberi görüşü bunun sadece bir parçasıydı. TED قطعة الأحجية الأخيرة طفت إلى السطح في 2016، عندما، أنا وزميلي كنستانتين بتيغن الذي يعمل دون الطابق الذي أعمل فيه بثلاثة طوابق، أدركنا أن السبب وراء حيرتنا يُعزى إلى أن الحضيض الشمسي ذاته كان جزءًا من الرواية.
    Bunların hepsi geri dönüşümün bir parçasıydı. Open Subtitles كل هذا كان جزءًا من العودة
    Büyük olasılıkla daha büyük bir göktaşının bir parçasıydı. Open Subtitles ربما كان جزءًا من كويكب أكبر
    Vincent DNA değiştirilmesi deneyinin bir parçasıydı. Open Subtitles فنسنت) كان جزءًا من) تجربة تغيير الحمض النووي
    Biliyorsun bu gösterinin bir parçasıydı, Gale. Open Subtitles أنت تعلم أنّه كان جزءًا من العرض، (غيْل)
    CA: Gary Kasparov ilk gün satrancı kazananların, şaşırtıcı şekilde, üç vasat-üstü bilgisayar programı olan iki amatör satranç oyuncusu olduğu söyledi. Böyle bir şeyle büyük bir ustadan üstün gelinebilir. Sanki hepsi sürecin bir parçasıydı. TED (أنديرسون): قال (جاري كاسباروف) في اليوم الأول [لـTED2017] أن الفائزين بلعبة الشطرنج، من المثير للدهشة، أنهما كانا لاعبين هاويين بمساعدة ثلاثة برامج متوسطة المستوى واستطاعا التفوق على أستاذ دولي كبير بلعبة الشطرنج وكأن ذلك كان جزءًا من عمل البرامج
    - Bu planın bir parçasıydı. Open Subtitles -ذلك كان جزءًا من الاتّفاق .

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus