Sörf fuarı, gelip seni bulmak için iyi bir bahaneydi. | Open Subtitles | معرض ركوب الامواج كان عذراً جيداً لكي اتي واجدكِ |
Evdeydim ve çocuk bezi gerekiyordu... gider alırım dedim ama aslında bir bahaneydi. | Open Subtitles | كنتُ في المنزل واحتجنا إلى حفائظ وحينها قلت أنني سأذهب لكنه كان عذراً فقط |
Esas ihtiyacım olan konuşabilmek için bir bahaneydi. | Open Subtitles | لكن ما أحتجته حقاً كان عذراً لنتكلم |
Uyduruk bir bahaneydi. | Open Subtitles | إبتعد عني ذلك كان عذراً مزيفاً |
Oscar'ın talihsizliği, "yanlış ikizi aldınız" popüler bir bahaneydi. | Open Subtitles | لسوء حظ (أوسكار), جملة "أمسكت بالتوأم الخطأ", كان عذراً شائعاً لقد أمسكت بالتوأم الخطأ |