Seninle ben bunu uzun zaman önce yapmalıydık. | Open Subtitles | كان علينا فعل ذلك منذ زمن طويل، أنا و انت. |
Bu ahmağı serbest bırakmamak için yapmak zorunda olduğumuz ne varsa yapmalıydık. | Open Subtitles | كان علينا فعل كل ما يتطلبه الأمر لعدم خروج ذلك السافل |
Belki de daha ilginç şeyler yapmalıydık. | Open Subtitles | ربما كان علينا فعل الأمور بطريقة أكثر تشويقاً |
Evet. Eğer bunu yapacaksak, doğru şekilde yapacağız. | Open Subtitles | اذا كان علينا فعل ذلك يجب أن نفعله بشكل صحيح |
Bunu yapacaksak, şimdi yapmalıyız. | Open Subtitles | إذا كان علينا فعل هذا، ينبغي أنْ نفعله الآن. |
Bunu çok daha önce yapmalıydık. | Open Subtitles | كان علينا فعل هذا منذ زمن طويل. |
yapmalıydık. | Open Subtitles | كان علينا فعل ذلك. |
- Bir şey yapmalıydık. | Open Subtitles | كان علينا فعل شئ - ...حسناً، المرة القادمة - |
Biz de böyle yapmalıydık. | Open Subtitles | كان علينا فعل ذلك. |
- Belki de öyle yapmalıydık. | Open Subtitles | لربما كان علينا فعل ذلك |
Bunu Fransa'da yapmalıydık Mick. | Open Subtitles | كان علينا فعل هذا في (فرنسا) يا (ميك). |
Bunu yapacaksak hızlan. | Open Subtitles | اذا كان علينا فعل شيء علينا فعله بسرعة |