çok büyük ve garipti, bir çok boş odası ve gizli geçitleriyle. | Open Subtitles | لقد كان كبيراً جداً وغريب وبه الكثير من الحجر الفارغة والممرات السرية |
Korkarım anevrizma çok büyük, ameliyat edilemez. | Open Subtitles | أخشى أنّ تمدّد الأوعية كان كبيراً للغاية، بشكل يتعذّر معه التدخّل الجراحي |
Bu benim için çok büyük bir olay. Ve evet, büyüktü. | Open Subtitles | هذا شيئاً كبير بالنسبة لىّ وأجل,كان كبيراً |
Boğazından çıkardığımız kitle o kadar büyüktü ki nefes alamıyordun. | Open Subtitles | الورم الذي استئصلناه من حلقكِ كان كبيراً فلم تستطيعي التنفس |
bir bilgisayar. O kadar büyüktü ki, sanki sahip olduğumuz tek odanın da yarısını kaplayacak gibiydi ve bağlanması gereken bir sürü parçası ve kablosu vardı. | TED | كان كبيراً جداً لدرجة بدا معها أنه سيحتل نصف الغرفة الواحدة التي كنا نمتلك و كان معه الكثير من القطع و الأسلاك التي يجب أن تُوصل |
Sana yüzüğü çok büyük ve sürekli düşüyor demiştim, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكر ما قلته لكَ بأن خاتمك كان كبيراً للغاية عليها وأصبح يقع بشكل متكرر |
- Mikrodalga için çok büyük. | Open Subtitles | لقد كان كبيراً جداً على حجم "المايكرويف". |
Bunu yapan hayvanın çok büyük olduğu kesin. | Open Subtitles | - مينيستوتا مهما كان ذلك الحيوان فقد كان كبيراً |
"Zeinab, tek sorununun kalbinin çok büyük olması garip değil mi?" dedim. | TED | وقلت: "(زينب) أليس من الغريب أن مشكلتك الوحيدة هي أن قلبك كان كبيراً للغاية؟" |
Gerçekten çok büyük. | Open Subtitles | كان كبيراً بالفعل |
çok büyük olursa da Silva farenin kokusunu alır. | Open Subtitles | و إن كان كبيراً جدّاً سيشمّ (سيلفا) رائحة الفخّ |
çok büyük olursa Silva bityeniği olduğunu anlar. | Open Subtitles | و إن كان كبيراً جدّاً سيشمّ (سيلفا) رائحة الفخّ |
çok büyük bir alanı içeriyordu. | Open Subtitles | كان كبيراً جداً لأحتوائه. |
Kopenhag'da çok büyük bir olay oldu. | Open Subtitles | فحدث (كوبناهاجن) كان كبيراً جداً |
Mathilde'nin üzüntüsü çok büyük. | Open Subtitles | حزن (ماتيلد) كان كبيراً |
Zaten bu ev annenizin çekip çevirmesi için fazlasıyla büyüktü. | Open Subtitles | هذا المنزل كان كبيراً جداً على والدتكِ للإعتناء به على أي حال. |
Bir çarpışma o kadar büyüktü ki, gezegenin diğer tarafındaki taşta şok dalgaları yarattı. | Open Subtitles | أصطدام واحد كان كبيراً جداً لدرجة أنه ترك موجات إهتزاز منقوشة على الصخر على الجانب الآخر من الكوكب |
Yemin ederim, bir erkeğin penisi kadar büyüktü ve başparmağım kadar sertti. | Open Subtitles | أقسم لك كان كبيراً مثل ما لفتى وقاسياً مثل إبهامي |
Beş yaşındaki bir çocuk için inanılmaz büyüktü. | Open Subtitles | كان كبيراً بشكل كبير بالنسبة الى فتى في الخامسة |
Midilliler için çok büyüktü. Anlamalıydım. | Open Subtitles | كان كبيراً جداً ليركب الأمهار كان يجب أن أعرف ذلك |