"كان كذبة" - Traduction Arabe en Turc

• yalandı
• yalan mıydı
• bir yalan
• yalan olduğunu

Bu bir yalandı, fakat benim gerçekliğimdi, tıpkı küçük Dorothy'nin zihnindeki, ters yüzen balıklar gibi.
كان كذبة ولكن كان واقعي. كسمكة دورثي التي تسبح للخلف في عقلها.

Peki ya boşanma, o da mı yalandı?
إذن , ماذا عن الطلاق هل كان كذبة أيضاً ؟

Şey ablam olduğun kısmı yalandı, fakat saf ve temiz bir kalbe sahip olduğun kısmı tamamen doğruydu.
لا فيما يخص جزء أنها أختي كان كذبة لكني كن صادقا فيما يخص أنها ألطف شخص و تملك أطيب قلب

Yani her şey bir yalan mıydı?
إذن كلّ شيءٍ كان كذبة.

Her şey yalan mıydı?
- هل كل ذلك كان كذبة ؟

Bütün bu olay koca bir yalan. Nasıl bu kadar aptal olabildim ben?
هذا الشيء بأكمله كان كذبة كبيرة كيف يمكني أن أكون بهذا الغباء ؟

Hiçbir şey olmadı. Sadece aramızdakilerin bir yalan olduğunu duymaya ihtiyacım vardı.
لم يحدث شيء وأودّ إعلامك أن الوقت الذي أمضيته معها كان كذبة.

Beni buraya getirtmek için karım hakkında söylediğin şey, yalandı, değil mi?
إذن , ما قلته عن زوجتي لتأتي بيّ إلى هنا ، كان كذبة .. أليس كذلك؟

Her şeyi anladım. Hepsi yalandı.
كلا, أتفهم الأمر برمته كان كذبة

Hayır, hayır. Anlıyorum. Hepsi bir yalandı.
كلا, أتفهم الأمر برمته كان كذبة

Kariyerin her şey birer yalandı.
كل شيء كان كذبة حياتك المهنية كانت كذبة

Tamam! Tamam! Bu sonuncusu biraz yalandı.
حسنا، حسنا الجزء الأخير كان كذبة صغيرة

- Okul da mı yalandı?
ألتحاقها بالكليه كان كذبة ؟ ماذا ؟

Tamam, son kısım yalandı.
حسناً، الجزء الأخير كان كذبة. ‏

Bana bir amaç gösterdi ama yalandı.
لقد منحني هدفًا، لكنه كان كذبة

Aslında, tüm bu köpek balığı hikayesi yalandı.
كل موضوع القرش كان كذبة

Her şey yalan mıydı yani? İsmi bile mi?
إذن كلّ ذلك كان كذبة...

Aramızda olan her şeyin bir yalan olduğunu.
أنت تفكر بأننى كنت أستغلك وأن كل شئ حدث بيننا كان كذبة

Hepsinin bir yalan olduğunu öğrendiğim an hemen oyumu değiştirdim.
لقد قمت بالتصويت ضدك في اللحظة التي ادركت بها بأن الموضوع كان كذبة كبيرة

Yüzüme bak ve hepsinin yalan olduğunu söyle.
عندما أفصحت لي ما في قلبك أخبريني أن كل ما قلتيه لي كان كذبة