Yani, zaaf bile değildi. Sadece bir çocuktu. | Open Subtitles | إنه لم يكن إعجاباً حتى, لقد كان مجرد فتى. |
Albie'nin isteği biraz saçmaydı... ama ne de olsa sadece bir çocuktu. | Open Subtitles | كان اقتراح ألبي صبيانياً بعض الشيئ ولكنه كان مجرد فتى |
Ve o hiç bir şey bilmeyen bir çocuktu, Mississipi'deki çiftliğinden hiç ayrılmamıştı, nerede olduğunu bilmiyordu, ne yaptığını, neden burada olduğunu... o da bu en büyük neslin bir parçası mıydı ? | Open Subtitles | و كان مجرد فتى لا يعلم آي شيء لم يبتعد أبدا عن مزرعته في المسيسبي و لم يعلم أين كان و كيف جاء لهناك و لم جاء |
Ama o, sıradan bir bilgisayarla otuzbir çeken sadece zavallı bir çocuktu. | Open Subtitles | ولكنه كان مجرد فتى فقير يعبث بكمبيوتر محمول عادي |
Küçük bir çocuktu. | Open Subtitles | كان مجرد فتى صغير |
Küçük bir çocuktu. | Open Subtitles | كان مجرد فتى صغير. |
Sadece bir çocuktu. | Open Subtitles | كان مجرد فتى شاب |
- Benim için çalışan bir çocuktu o. | Open Subtitles | كان مجرد فتى كلفته بعمل |
Sadece bir çocuktu! | Open Subtitles | ! لقد كان مجرد فتى |
Kevin Tran'in hikayesini dene. O sadece bir çocuktu. | Open Subtitles | (اسمع قصّة (كيفين تران كان مجرد فتى |
O sadece bir çocuktu. | Open Subtitles | كان مجرد فتى |