Çin'de ailesiz genç bir kız olarak yaşamak çok zordu. | TED | في الصين، كان من الصعب أن أعيشكفتاة شابة دون عائلتي |
Onlar için cangılın tarafsız olduğunu fark etmek çok zordu. | Open Subtitles | كان من الصعب عليهم أن يدركوا أن الأدغال كانت محايده |
Kız için de çok zor oldu. Adamı teşhis etmek zorundaydı. | Open Subtitles | ولقد كان من الصعب جدا عليها كان عليها أن تتعرف عليه |
Her gün annenin bana bakıp hiçbir şey olmamış gibi gülümsemesi çok zor. | Open Subtitles | كان من الصعب رؤية وجهها المبتسم يحلق كل يوم وكأنه لم يحدث شئ |
Yolun sonundaki ışığı görmek Dee için her zaman zor oldu. | Open Subtitles | كان من الصعب عليه دائماً أن يرى النور فى نهاية الطريق. |
Sabahın kalkar kalmaz hatırlamak için oldukça zor bir şeydi, daha kafeininizi bile alamadan. | TED | كان من الصعب حقاّ تذكّر ذلك في الصبّاح الباكر قبل أن تكون قد حصلت على الكافيين. |
Gitmem kişisel olarak senin için zor olmuş olabilir ama senin de buna karşı koyduğun söylenemez. | Open Subtitles | لا بد انه كان من الصعب عندما تركتك ولكنك لم تحاولى التمسك بى |
Parkinson ve pankreatit hastalığından muzdaripti, ve çocuk olarak, kahramanımı bu kadar acı çekerken izlemek çok zordu. | TED | لقد عانى من الشلل الرعاش والتهاب البنكرياس، وكطفلة، كان من الصعب علي مشاهدة بطلي يتألم كثيراً. |
Fakat gerçek şu ki: Amy'yi onurlandıran aile toplantılarına, düğünlere ve etkinliklere katılmak, her ne kadar sevgi dolu olsalar da, katlanması çok zordu. | TED | ولكن ها هي الحقيقة: تلك التجمعات العائلية، حضور زفاف وفعاليات علي شرف إيمي، بمحبة كما هي، كل هذا كان من الصعب تحمله. |
Sabıka puanıyla iş bulması çok zordu. | TED | كان من الصعب عليها فقط أن تحصل على عمل بسبب سجلها. |
Evde oturup dahil olamamak benim için çok zordu. | TED | كان من الصعب بالنسبة لي الجلوس في المنزل وألّا أكون عنصرًا فاعلًا. |
Gerçek hislerimi açıklamam benim için de çok zor oldu. | Open Subtitles | كان من الصعب جدا عليّ أن أعبّر عن مشاعري الحقيقية |
dedim. Şunu söylemeliyim ki bunu reddetmek onun için çok zor olurdu çünkü kendisinin yağlı boyadan devasa bir resminin altında duruyordu. | TED | والذي يجب أن أقول أنه كان من الصعب عليه إنكاره لأنه كان واقفا تحت لوحة زيتية عملاقة مرسومة لشخصه. |
Caltrans, otoyollarını yöneten bir devlet kurumudur. ve onlarla pazarlık yapmak çok zor olabilirdi. | TED | كالترانز هي وكالة تابعة للولاية التي تحكم الطريق السريع، إذاً كان من الصعب جداً مناقشتهم. |
Söyler misiniz, totemi getirecek büyüklükte bir gemi bulmak zor oldu mu? | Open Subtitles | هل تخبرنا كيف كان من الصعب العثور على قارب ضخم لتحضر التمثال |
Gerçekten çok ama çok zor bir şekilde gitme kararı aldım. | Open Subtitles | لقد كان من الصعب جداً عليّ الوصول لقرار الرحيل |
Geri dönmek senin için zor olmuş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه كان من الصعب عليك العودة |
Saatte 80.000 km hızla giden bir asteroidin üzerine park etmek kolay olmasa gerek. | Open Subtitles | لا بد أنه كان من الصعب وضعه على الكويكب الذي يسافر بسرعة 80 ألف كيلومتر في الساعة |
Belki bunu anlamak senin için zordur. | Open Subtitles | كولونيل , ربما كان من الصعب عليك ان تتفهم ذلك |
Madem ki onu görmek bu kadar zor, belki ona bir kartvizit bırakabiliriz. | Open Subtitles | اذا كان من الصعب أن نراه ، ربما يتعين علينا ترك بطاقة اتصال. |
Kitaptaki resimlerden genel boyutlarını anlamak biraz zordu. | Open Subtitles | كان من الصعب معرفة الحجم للمشترك من الصور التي في الكتاب |
Okul işlerine odaklanmak zor geliyordu. | Open Subtitles | كان من الصعب علي أن أبقي عقلي مركزاً على الدراسة |
Her zaman mutluydu ve tekrar konuşmaya başladığında bile anlaşılması zor olsa da, asla bundan yakınmadı,bir defa bile. | TED | كانت دوما سعيدة ، وحتى عندما بدأت التحدث مجددا ، وإن كان من الصعب فهم ذلك ، لم تشتك أبدا ، ولا مرة واحدة. |
Michael,sadece senin salınman için yapılan pazarlık yeterince zordu. | Open Subtitles | كان من الصعب جداً التفاوض على إطلاق سراحك |