Aslında, şerif, elektrikle birbirlerini tatmin ediyorlar gibi bir şeydi . | Open Subtitles | بالتأكيد يا شريف لقد كان نوعاً من الضّبط أو شىء كهذا |
Bu iş 3 asır önce, Endüstriyel Devrim'den de önce yağmış olan karı bulmayı hedefleyen bir zaman yolculuğuydu. | Open Subtitles | لقد كان نوعاً من السفر عبر الزمن لجلب ثلج قد سقط قبل ثلاثة قرون مضت قبل بداية الثورة الصناعية |
Kanıtlar ateşin kaynağının bir çeşit zippo tarzı bir çakmak ile başladığını gösteriyor. | Open Subtitles | تشير الدلائل إلي أن مصدر الإشعال كان نوعاً من الولاعات من النوع المتقض. |
Ne yazık ki bu bölümü eklerken geliştirici biraz çakırkeyifmiş ve öğrendiği tüm güvenli kodlama usullerini unutuvermiş. | TED | للأسف، حينما تم تطوير مطور الشبكة كان نوعاً ما مغفلاً ونسي كل ممارسات شفرات الحماية التي تعلمها. |
Yeteneğimi biriyle paylaşabilmek beni biraz rahatlattı. | Open Subtitles | في الواقع كان نوعاً ما من الإرتياح لتكون قادراً على مشاركة أحداً ما في قدراتك |
Bilmiyorum. Bu biraz yazı tura gibi. | Open Subtitles | أوه ، لا أعرف إن الأمر كان نوعاً ما كعملة واحدة بوجهين |
Terörizmin bu türü, bir çeşit eskiden kalma, geleneksel fakat, 21. yüzyıla uygun hale getirilmiş biçimidir. | TED | إنه نوعاً ما شكل قديم وتقليدي، لكنه، بصورةٍ ما، كان نوعاً مُعدّاً للقرن الواحد العشرين. |
NN: bir nevi eşzamanlı bir arayüz kullanımıydı, konuştuğun ve işaret ettiğin zaman ve bir bakıma çoklu kanal kullandığın zaman. | TED | نيكولاس: كان نوعاً من التفاعل المتزامن، عندما تتكلمون و تشيرون و لديكم، إن أردتم قنوات متعددة. |
Ve aslında, İmparatorluğun genişlemesini bir nevi uzun, yorucu, askerileştirilmiş bir alışveriş çılgınlığına benzetebilirsiniz, gerçekten. | TED | في الحقيقة, بإمكانكم القول بأن التوسع في الإمبراطورية كان نوعاً من متعة التسوق العسكري البعيد الهادئ , حقيقةً. |
Eğer bunu doğru okuyorsam, bu bir deneyin parçası. | Open Subtitles | إذا كنت أقرأ هذا صحيحاً فلقد كان نوعاً ما من التجارب |
Ezelden beri varmış. Zamanın başlangıcından beri ortalıkta olan bir tip yani. | Open Subtitles | لقد كان موجوداً منذ الأبد لبعض الوقت كان نوعاً ما صديق |
Bana göre çok berbat bir odaydı. | Open Subtitles | من وجهة نظري، كان نوعاً فاسداً مِن الغُرف. |
Oysa fıstık gibi iki kız arasında piyon olmanın kendine özgü hoş bir tarafı vardı. | Open Subtitles | فقد كان نوعاً ما ممتعاً إحساسى و كأنى فتى متصارع عليه بين فتاتين مثيرتين |
Bunların benim yararıma bir dinleme olduğunu mu ima ediyorsunuz? | Open Subtitles | هل تشير إلى أن هذا كله كان نوعاً من إختبار موهبـتي؟ |
Brooke'un sabah erkenden tıpkı bir... sabah fahişesi gibi çıkagelmesinin sebebi neydi? | Open Subtitles | لماذا اتت بروك هذا الصباح هل كان نوعاً ما من العمل الصباحي ؟ |
Öyleydi ama orası biraz ürkütücü geldi. | Open Subtitles | كنت كذلك , ولكنه كان نوعاً ما مخيف أكثر من هنا |
Aslında biraz şans getirdi. | Open Subtitles | والذي كان نوعاً ما من حسن حظي, في الواقع |
En azından biraz oyun ve yaratıcılık vardı. | Open Subtitles | لذا لقد كان نوعاً ما لعبة ، نوعاً من المؤامرة |
Doğru, evet, o biraz bizim suçumuzdu gerçekten üzgünüm. | Open Subtitles | صحيح ذالك كان نوعاً ما خطأنا لذا أنا آسف للغاية |
Tam kıçımızın üstü değildi aslında. biraz daha... | Open Subtitles | ..ليس حقاً في مؤخرتنا , لقد كان نوعاً ما |