Yani Aaron Rawley, Dışişleri Bakanlığı'nda, Arcadia için çalışan bir köstebekmiş. | Open Subtitles | لذلك كان هارون راولي هو الخلد لأركاديا يعمل داخل وزارة الخارجية |
Yani Aaron Rawley, Dışişleri Bakanlığı'nda, Arcadia için çalışan bir köstebekmiş. | Open Subtitles | لذلك كان هارون راولي هو الخلد لأركاديا يعمل داخل وزارة الخارجية |
Aaron'ın seni omzundan tutup... yol boyu sürüklemesi gerekse de gidiyorsun. | Open Subtitles | الآن ، حتى لو كان هارون أن يرميك فوق كتفه واسحب لك الطريق كله ، أنت ذاهب. |
Aaron çok gençti, fakat teknolojiyi anlıyordu ve mükemmel olmadığını görüp daha iyi hale getirecek yollar arıyordu. | Open Subtitles | كان هارون صغيرًا، إلا أنه كان يفهم التقنية و كان يعرف أنّها ليست كاملة و كان يبحث عن طرق لتحسينها |
Bir çok açıdan, Aaron hayata muazzam bir iyimserlikle bakardı. | Open Subtitles | من نواحي عدّة كان هارون متفائلًا بالحياة حتّى عندما لم يشعر هو ذلك |
Aaron'ın özellikle ilgilendiği konulardan biri de, kamusal alana kamusal erişim getirmekti. | Open Subtitles | من الأمور التي كان هارون مهتمًا بها التمكين من وصول العامّة إلى الوثائق العمومية |
Bir FBI ajanı evimizin yolundan arabayla geçerken Aaron odasında mı diye kolaçan eder. | Open Subtitles | دخل ضابط مكتب التحقيقات الفدرالي بسيّارته الى مدخل منزلنا، سائلا عمّا إذا كان هارون في غرفته |
Bu yüzden son zamanlarda Aaron hep ekşi bir ruh halindeydi. | Open Subtitles | و هذا واضح، لذا فقد كان هارون دوما عابسا |
Aaron örgütlenmedeki en etkin kişilerden biriydi, sosyal adalet kapsamındaki konulara federal seviyede önderlik ediyordu. | Open Subtitles | كان هارون أحد أبرز الناس في مجتمعٍ من الذي قادوا التنظيم حول قضايا اجتماعية على المستوى الفدرالي في هذا البلد |
Sanki Aaron her kibrit çaktığında birisi söndürüyordu. | Open Subtitles | كأنما كان هارون يشعل عود ثقاب فينطفئ فيشعل غيره، فينطفئ |
Aaron, adil olmadığına inandığı bu durumla mücadele etmekte kararlıydı. | Open Subtitles | كان هارون عازما على ألّا ينهار و يقبل شيئا |
Aaron öldükten bir kaç hafta sonra şubat ayında haberlerde gördüm - o ara sık sık Aaron vardı haberlerde-. | Open Subtitles | بعد موت هارون بأسبوعين، عندما كان هارون يُذكَر في الأخبار كثيرا |
Aaron, programlamayı büyü gibi görürdü. | Open Subtitles | كان هارون يرى البرمجة كالسّحر |
Aaron neden JSTOR'dan makale indiriyordu? | Open Subtitles | لماذا كان هارون ينزّل المقالات من دوريات JSTOR؟ |
Aaron, hakikaten de sihir yapabiliyordu. | Open Subtitles | كان هارون حقًّا قادرا على إتيان السحر |
Aaron buna çok şaşırmıştı, avukatları çok şaşırmıştı, hepimiz çok şaşırmıştık. | Open Subtitles | كان هارون مذهولا. |
Emily, Pentagon'u arayan kişinin Aaron olduğunu öğrenmişti. | Open Subtitles | (إيميلي) إكتشفت أنه كان (هارون) هو الذي إتصل بوزارة الدفاع |
Aaron teröristlerle iş birliği içindeyse ve onunla yüzleşip elini açık edersen kendini daha da tehlikeye atmış olursun. | Open Subtitles | إذا كان (هارون) متورطاً مع الإرهابي وقمت بمواجهته وكشفت إليه ما لديك أنت تعرض نفسك للمزيد من المخاطر |