| Leonard Vole o gece saat 10:10'da eve döndüğünde paltosunun kollarında kan vardı. | Open Subtitles | أن ليونارد فول عاد الى المنزل عشرة دقائق بعد العاشرة و كان هناك دماء على أكمام معطفه |
| Bu sabah tuvalete girdiğimde de kan vardı. | Open Subtitles | كان هناك دماء عندما ذهبت للحمام هذا الصباح |
| - Ne? Ellerinde kan vardı! Tekrar deniyor! | Open Subtitles | لقد كان هناك دماء على يدها إنها تحاول الأنتحار مرة اخرى |
| Olay yerinde kan varmış ama ceset yokmuş. | Open Subtitles | كان هناك دماء في مسرح الجريمة، لكن لا يوجد جثة. |
| Epey kan varmış. Uyuşturucu ve para meselesi. - Ne? | Open Subtitles | كان هناك دماء كثيرة شيء متعلق بالمال والمخدرات |
| Çünkü bir ceset ve kan vardı. Sen buna bulaşmak istemedin. | Open Subtitles | لأنه كان هناك دماء ، وكانت هناك . جثة ، وأنت لا ترغب بأي جزء منها |
| Başka seçeneğim yoktu. O kadar çok kan vardı ki! Ron'un kafası havai fişek gibiydi. | Open Subtitles | كان هناك دماء كثير رأس رون كانت مثل الالعاب النارية |
| Cesedini buldum. Etrafta çok kan vardı. | Open Subtitles | لقد وجدت جثتها كان هناك دماء كثيرة |
| Gözlerinizde kan vardı. Yüzünü gördünüz mü? | Open Subtitles | كان هناك دماء في عينيك، هل رأيت وجهه؟ |
| Duvarların her yerinde kan vardı. | Open Subtitles | كان هناك دماء في كل مكان علي الحائط |
| Otel odasında kan vardı. | Open Subtitles | لقد كان هناك دماء فى غرفة الفندق |
| Her yerde kan vardı. | Open Subtitles | كان هناك دماء . . في كل مكان |
| kan vardı. | Open Subtitles | كان هناك دماء عليها من الخارج |
| Etrafında baya kan vardı... | Open Subtitles | كان هناك دماء كثيرة حوله |
| * Her yerde kan vardı ve bir el silah atıldı * | Open Subtitles | * كان هناك دماء وطلقة نارية واحدة * |
| Her yerde kan vardı. | Open Subtitles | كان هناك دماء في كل مكان. |
| Her yerde kan vardı. | Open Subtitles | كان هناك دماء في كل مكان. |
| Ön camın her yerinde kan vardı. | Open Subtitles | كان هناك دماء على مصدة الرياح |