Bir adam eşyalarımı alıyordu. Sürekli eşyalarımı alıp duruyordu. | Open Subtitles | أحدهم كان يأخذ أغراضي كان يأخذ أغراضي دائماً |
Benden bir kamyon dolusu para alıyordu ama bu düşünceden dolayı mutsuz olduğu belli oluyordu. | Open Subtitles | لقد كان يأخذ كل المال منى لكننى كنت سعيدا حيال هذا |
Sakinleştirici aldığını sanıyordu ama almıyordu, steroit alıyordu... | Open Subtitles | لقد اعتقد انه كان يأخذ المسكنات ولكنه لم يكن أليس كذلك؟ هو كان يأخذ منشِّط |
İnsanların sesini, dilini alıp dizelere döküp daha güçlü hâle getiriyordu ve bunu yaparak, bu dili ve bu dili konuşan insanları, yüceltiyordu. | TED | كان يأخذ صوت الشعب، لغة الشعب، وينظمها في مقاطع شعرية، وبفعله لذلك، كرَّم اللغة، وكرَّم الشعب الذي تحدث اللغة. |
Her gece sürdüğü et kamyonuyla otostopçuları alıp istedikleri yerlere götürüyormuş. | Open Subtitles | في الليل كان يأخذ مسافراً مجانياً في شاحنته . كان يأخذهم أينما يريدون |
Başka her şeyi alıyor zaten. Kahrolası buzdolabında hiç bira kalmıyor. | Open Subtitles | كان يأخذ كل شئ أيضا حتى البيره اختفت من الثلاجه اللعينه |
Başka her şeyi alıyor zaten. Kahrolası buzdolabında hiç bira kalmıyor. | Open Subtitles | كان يأخذ كل شئ أيضا حتى البيره اختفت من الثلاجه اللعينه |
Tartışmak işe yaramazsa diye babam ayrıca Krav Maga dersi alıyordu. | Open Subtitles | و اذا التعقل لم ينجح، والدي كان يأخذ دروس في القتال في مركز المجتمع. |
Herkes payını alıyordu. Her şey pay almak üstüne kurulmuştu. | Open Subtitles | الجميع كان له دخل الجميع كان يأخذ شيئاً |
Herkes payını alıyordu. Her şey pay almak üstüne kurulmuştu. | Open Subtitles | الجميع كان له دخل الجميع كان يأخذ شيئاً |
Ama O büyük bir risk alıyordu. | Open Subtitles | لكنه كان يأخذ فرصة كبيرة ليدخل. |
Ayrıca diğer yöneticilerle aynı miktarda para alıyordu. | Open Subtitles | الذي كان يأخذ نفس الكمية من مشرف أخر |
Neden kadınlardan parçalar alıyordu? | Open Subtitles | . و لماذا كان يأخذ اجزاء من النساء ؟ |
Bronx'taki halk eğitim merkezinde gece derslerine katılıp grafik tasarım dersi alıyordu. | Open Subtitles | كان يأخذ فصولاً ليليّة في كلية المُجتمع بحي (البرونكس) في التصميم الجرافيكي. |
Philip tabloyu miras alıp öğle uykusuna yattığı odaya koyana kadar. | Open Subtitles | و وضعها في الغرفة التي كان يأخذ قيلولته فيها |
Ölen Ishballilerin canlarını alıp sonra hepsini sana verdi, o kolun içinde. | Open Subtitles | لقد كان يأخذ أرواح أموات أشبال داخل جسده, و منحها جميعا لك, في هذه الذراع |
Her gün işten eve gitmek çok zamanımızı alıyor. | Open Subtitles | أنت ما قلت ستسافر هل كان يأخذ الوقت منا؟ |
Sağlığını korumaya çalışıyor vitaminleri de bu yüzden alıyor. | Open Subtitles | ويحاول ان يراعي صحته ولهذا كان يأخذ فيتامينات اضافية |
Ama antibiyotiklerini düzenli olarak alıyor. | Open Subtitles | . لكنه كان يأخذ مضاداته الحيوية بشكل متواصل |