"كان يحدق" - Traduction Arabe en Turc

• bakıp
• bakıyor
• baktığını

Her gece, bloğun etrafında yürüyüş yapmadan önce, büyükbabam, büyükannemin gözlerinin içine bakıp, "seninle her yere gelirim" derdi.
وكل ليلة قبل أن يجول جدي وجدتي في الجوار كان يحدق في عينيها وكأنه يقول : "سأتبعك إلى أي مكان"

Tim Riggins, tüm gece boyunca aval aval bize bakıp durdu.
تيم ريغنز كان يحدق بنا طوال الليل

Havaalanı lobisinde sürekli bana bakıp duruyordu.
كان يحدق بيّ طوال الوقت في المطار

Jephro, saygısız bir adam Bayan Hunter'e bakıyor.
جيفرو ,هناك شخص وقح كان يحدق الى الانسة هنتر.

Kameralar halüsinasyon görmez ve o adam tam da gözlerinin içine bakıyor.
الكاميرات لا تهلوس، وذلك الرجل كان يحدق بك

Miranda odadaki her kadının yanındaki erkeğe baktığını fark etti.
أدركت ميراندا أن كل امرأة كان يحدق في تاريخ لها.

O zaman Sanjay Singhania olduğunu bilmiyordum. Havalalanı lobisinde bana bakıp duruyordu.
في ذلك الوقت لم أعلم أنه (سانجاي سينغانيا) كان يحدق بيّ طوال الوقت في المطار

- Onlara bakıp duruyor.
لقد كان يحدق بهما فقط.

- Bana bakıp duruyordu.
الطريقة التي كان يحدق بها ألي

Sen George'la dans ederken sana bakıp duruyordu.
لقد كان يحدق بكِ بينما كنتِ مع (جورج)‏

Fark etmemin sebebi Chase'in onlara bakıyor olması.
تشايس كان يحدق بهما

Dikmiş gözünü bakıyor. Ürkünç.
كان يحدق فيها ، هذا مخيف حقاً

Ama o külüstürü bana bakıyor diye vurmadım ben.
إيلس)، إني لم أطلق النار على) .الخردة لأنه كان يحدق بوجهي

Her şeyime bakıyor.
كان يحدق بي