O hüzünlü şarkıları oldukça duygusal bir şekilde çalardı. | Open Subtitles | كان يعزف هذه الأغاني الحزينة بالكثير من المشاعر. |
Ağlayan arkadaşlarına harmonika çalardı. | Open Subtitles | كان يعزف الهارمونيكا الخاصّة به لأيّ طفلٍ كان يبكي |
Babam gitar çalardı, annem ise ben çok küçükken öldü. | Open Subtitles | أبي كان يعزف على القيثار وأمي توفّت وأنا صغيرة |
Adam bugün beni görmeye geldiğinde, onun en çok parçalarından birini çalıyordu. | Open Subtitles | عندما أتى أدم لكي يراني اليوم كان يعزف إحدى معزوفاته الأكثر صعوبة |
Şu Dale Turner, bir tanrı gibi çalıyordu. | Open Subtitles | حسناً , لقد كان ديل تيرنر بنفسه كان يعزف كالاله |
Beethoven'in 9.Senfonisini bile çalsa gene de hayır derdim. | Open Subtitles | حتى إذا كان يعزف سيمفونية " بيتهوفن" التاسعة ، فلا زلت اقول لا |
1950'li yıllarda, bir adam varmış saksafon çalarmış. | Open Subtitles | سابقاً في الخمسينات كان هناك هذا الرجُل الذي كان يعزف الساسكفون |
Gaslight'da saksafon çalardı. Tüm gece dışarılarda, gündüzleri de uykuda. | Open Subtitles | كان يعزف الساكسفون طوال الليل في محطة الوقود وينام طوال النهار |
Kırmızı kabarık saçlı, gerçi şu anda çok yaşlı olmalı. Eskiden tuba çalardı. çok kötüydü. Bugün senin şanslı günün, Leslie. | Open Subtitles | ذو شعر أحمر، مؤكد أنه الآن كبر بالسن كان يعزف البوق دائمًا بشكل سيء |
Fotoğrafta gördüğün adam gitar çalardı. | Open Subtitles | الصورة التي رأيتها لذاك الرجل ، لقد كان يعزف على الجيتار |
Yemek de yapmıyorsa piyano çalardı. | Open Subtitles | في الوقتِ الذي لم يكُن يطبُخُ فيه: كان يعزف على البيانو |
Harika bir müzisyen değildi ama yüreğinden çalardı. | Open Subtitles | لم يكن موسيقياً كبيراً، لكنه كان يعزف من كل قلبه. |
Geceleri violin çalardı. | Open Subtitles | في الليل كان يعزف على آلة الكمان |
Evde çalardı ben de ona koşardım. | Open Subtitles | كان يعزف في المنزل، وأنا أركض إليه |
Zil çalarmışçasına gitarını çalıyordu. | Open Subtitles | حسنا ، كان يعزف على الجيتار تماما كما تدق ألأجراس |
Zoraki gittiğin bir etkinlikte sahnede çalıyordu ve muhabbet etmeye başladınız. | Open Subtitles | لقد كان يعزف بأحد هذه الحفلات المخيفة , التي كان يتعيّن عليكِ حضورها و تقومين ببدء محادثة |
Babası orkestra ile birlikte çalıyordu ve bu onda bir şeyi tetikledi. | Open Subtitles | أجل، والدها كان يعزف مع الأوركسترا و هذا أوقد شيئا فيها |
Daha önce de belki lise bandosunda çalıyordu. | Open Subtitles | وقبل ذلك، كان يعزف على الأرجح في فرقة المدرسة الثانوية. |
Beethoven'ın dokuzuncu senfonisini götüyle çalsa umurumda değil. | Open Subtitles | -لكنه لا يهمني إن كان يعزف أفضل و هو يرتديه |
Okul müdürü. Eskiden trampet çalarmış. | Open Subtitles | الناظر، لقد كان يعزف على الترومبيت |