Vermont'un kırsal kesiminde yaşıyordu, hala da orada yaşıyor. | TED | كان يعيش ،ولا يزال، في فيرمونت الريفية. |
Eylülün sonlarına doğru, Fransa'da bir yerlerde sokaklarda yaşıyordu. | TED | وبحلول نهاية سبتمبر، كان يعيش في الشوارع بمكان ما بفرنسا. |
Babası onu çağırdığında ve Artemisia'dan, onun kar marjının yüksekliğinden bahsettiğinde, aslında Kibera varoşlarında yaşıyormuş. | TED | لقد كان يعيش في أحياء كيبيرا الفقيرة عندما أستدعاه والده وأخبره عن الأرطماسيا والقيمة المضافة المحتملة. |
Apartmanda yaşayan bir arkadaşım... daha önceki kiracının... intihar ettiğini söyledi. | Open Subtitles | هناك صديق لي كان يعيش في شقة إنتحر فيها مستأجر سابق |
Ve orada Sonny Boy ile arkadaşlık kurmuştum. Kendisi dumanlı çöp yığını arasında yaşıyordu. | TED | وهناك صادقت سوني بوي. والذي كان يعيش حرفيا فوق كومة ساخنة من النفايات. |
Yolların yetersiz olduğu bir bölgede yaşıyordu ve sağlık çalışanları konusunda ciddi bir azalma vardı. | TED | كان يعيش في منطقة حيث كانت الطرق متناثرة وكان هناك نقص هائل في عدد عاملي الصحة. |
Lily'nin erkek kardeşi de o sırada ABD'de yaşıyordu ve Lily ona da ulaşabildi. | TED | ووجدت طريقًا آخر لتصل لأخيها، الذي كان يعيش في أمريكا في ذلك الوقت أيضًا. |
Evde Bayamanacao adında bir yaşlı yaşıyordu ve onları içeri davet etti. | TED | في المنزل، كان يعيش شيخ اسمه بايامانوكوا، ودعاهم إليه. |
Sanatçıyı öğrendi, kaydın yapıldığı sırada Montreal'de yaşıyordu, birkaç ay sanatçının izini bulmayı denedi. | TED | لقد عَرِف الفنان، لدى وقت إجراء التسجيل، كان يعيش في مونتريال، لعدة أشهر، حاول تعقبه. |
Kırk yıl önce Galapagos'a geldiğimde Galapagos’da 3000 insan yaşıyordu. | TED | حين أتيت لغالاباغوس قبل 40 سنة كان يعيش فيها 3 آلاف شخص |
Babam tanır. Ben doğmadan önce bu şehirde yaşıyormuş. | Open Subtitles | أبى يعرف الكثيرين ، فقد كان يعيش فى هذه البلدة قبل أن أولد |
Zaten eşine yalan söyleyerek sahte bir hayat yaşıyormuş ve kim bilir nasıl para kazanıyordu. | Open Subtitles | وقد كان يعيش حياة سرية، يكذب على زوجته، يكسب المال الله وحده يعلم كيف. |
Bağımsız devlet sistem dışında yaşıyor, ama her bir kaç yılda bir, para kazanması gerektiğinde, vergilerini yatırıyor. | Open Subtitles | ان رجل الولايات الحر كان يعيش على الشبكه.. ولكنه كان يعد كل بضع سنوات يدفع ضرائبه اذا كان بحاجة أموال, |
Bağımsız devlet sistem dışında yaşıyor, ama her bir kaç yılda bir, para kazanması gerektiğinde, vergilerini yatırıyor. | Open Subtitles | ان رجل الولايات الحر كان يعيش على الشبكه.. ولكنه كان يعد كل بضع سنوات يدفع ضرائبه اذا كان بحاجة أموال, |
Biraz araştırmadan sonra, İngiltere Bradford'da yaşayan, aylarca kuzeni Mouaz'ı arayan Suriyeli bir adamın hikayesini duyduk. | TED | وبعد مدّة، سمعنا هذه القصّة عن رجل سوري كان يعيش في برادفورد في إنجلترا، وكان يبحث بيأس عن إبن أخيه معاذ لمدّة أشهر. |
Buna rağmen kardeşim her gün ortaya çıkan katıksız dehşeti yaşadı. | Open Subtitles | حتى إن أخي كان يعيش كل يوم في خوف بإن يتم كشفه |
Tayfadan değildi, o sıralarda bizde kalıyordu sadece ve liseden beri Arlo'yla takılan başka bir adamı daha öldürdüler. | Open Subtitles | لم يكن من الفريق فقط كان يعيش معنا ثم رجل آخر كان يعيش معه منذ أيام الدراسة |
Biliyorum. Ölü birinin bir zamanlar burada yaşadığını bilmek tuhaf. | Open Subtitles | أعلم ذلك، من الغريب أنه شخص ميت كان يعيش هنا |
Bir dönem orada yaşayıp çalışmış, yani "Bahar mevsimi" anlamında değil. | Open Subtitles | التي كان يعيش ويعمل فيها وليس المقصود هو فصل الربيع |
Bunu, bu binada daha önce yaşamış bir adamdan aldım. | Open Subtitles | أشتريتها من رجل كان يعيش هنا , فى هذة الشقة |
Yüzyıllarca önce bu evde yaşardı. | Open Subtitles | كان يعيش في هذا المنزل تحديداً منذ أربعة قرون مضت |
Ama, kendi kendine yaşıyorsa, daha fazlası olmalıydı. | Open Subtitles | ولكن , إذا كان يعيش لوحده, لاأظن أنه سيحتاج إلى هذه الكمية من الطعام |
Söylediğine göre eskiden burada Kral Alfred yaşarmış. | Open Subtitles | لقد قال ان الملك الفريد كان يعيش هناك من مئات السنين |
Ama, ben hayatımın en iyi güzel günlerinden birini yaşarken, amcanız olacak Marshall da hayatının en kötü günlerinden birini yaşıyordu. | Open Subtitles | بينما كنت اعسش افضل ايام حياتى عمكم مارشل كان يعيش اسوأ ايامه |
Sizinle yaşadığı sürede okula geri dönüp mezun olmuş olması mümkün değil mi? | Open Subtitles | هل من الممكن انه عندما كان يعيش معك رجع إلى الكلية وأكمل درجته؟ |
Yüzücüler birliğinde tanışmıştık. Kuzeyda oturuyordu. | Open Subtitles | لقد كنت أقابله في مباريات السباحة كان يعيش في الشمال |