Seni sahip olduğu her şeyle seven bir sevdiğin oldu mu hiç? | Open Subtitles | هل سبق لك ان احببت شخصاً احبك بكل شئ كان يملكه ؟ |
sahip olduğu her şeyin bir kutu, savaştan kalma eski para olduğunu hiç ummazdım. | Open Subtitles | كل ما كان يملكه نقود يابانية قديمة من ايام الحرب |
Sonra farketti ki sahip olduğu hiçbirşey doğru değildi.. | Open Subtitles | ومن ثمّ أدرك أن كل شيء كان يملكه مسبقًا لم يكن صوابًا أيضًا |
Flynn bağımlılığını doyurmak için elindeki her şeyi sattı. | Open Subtitles | (فليين) باع كل شيء كان يملكه ليغذي إدمانه. |
Flynn bağımlılığını doyurmak için elindeki her şeyi sattı. | Open Subtitles | (فليين) باع كل شيء كان يملكه ليغذي إدمانه. |
Bu nedenle her şeyin bittiğini düşündüğünüz zaman... ...başka bir şey olur, bazı kıvılcımlar sizi içine alır... ...bir şekilde mücadele edecek... ...hepimizin sahip olacağı bir güç. Bu fil büyük kedilerin sahip olduğu... ...koruma gücüne sahip. | TED | وعندما تظن ان كل شيء قد انتهى لا محالة .. يحدث شيء غير متوقع .. شرارة أمل تشعلك .. شيء من الارادة يدفعك شيء يجعلك تناضل .. شيء كان يملكه هذا الفيل شيء يملكه الجميع .. حتى تلك الاسود .. |
Tüm zorluklara rağmen, babam sahip olduğu her şeyin, kendi yoğun çalışmasının meyvesi olmasının tadını çıkarıyordu. | Open Subtitles | كل شيء كان يملكه هو ثمار عمله الجاد |
- sahip olduğu her şey. - Buna hakkı var. Bunu muhasebecisinden, olaydan sonra öğrenmiştim. | Open Subtitles | وهذا كل ما كان يملكه - والذي كان من حقه، لقد عرفتُ بذلك من محاسبيه - |
sahip olduğu her şey ve beraber yaptığımız her şey ondan alınmış olacaktı. | Open Subtitles | كل شيء كان يملكه وكل شيء فعلناه سوية |
sahip olduğu her şeyin bir listesi vardı. | Open Subtitles | لديه تلك القائمة بكل شيء كان يملكه |
İmparatorların sahip olduğu buydu. | Open Subtitles | هذا ما كان يملكه الامبراطور |
Connor'un sahip olduğu her şey bu teknenin içerisinde. | Open Subtitles | (كل شيئ كان يملكه (كونر كان موجوداً في هذه القوارب |
Vega'nın sahip olduğu şeyi istiyordun billboardda bir spor içeceğinin yüzü. | Open Subtitles | أردتَ ما كان يملكه (فيغا) وجه على لوحة إعلانات واسم على مشروب رياضي |
Midge, bu adamın sahip olduğu silahlardan biriyle vurulmamış. | Open Subtitles | لم تُقتل (ميدج) بأيّ سلاح كان يملكه هذا الرجل. |
Ben kaçtım, sen Charlie'yi 2 kere vurdun. sahip olduğu her şeyi yok ettin. | Open Subtitles | .لقد هربت وأنت أطلقت النار على (تشارلي) مرتين .ودمرت كل شيء كان يملكه |
Morris'in hapse girmeden önce sahip olduğu bir e-mail hesabında hareket var. | Open Subtitles | لقد اكتشفت نشاطا حديثا على بريد إلكتروني قديم كان يملكه (موريس) قبل دخوله السجن |
Kocanın sahip olduğu her şey. | Open Subtitles | كل ما كان يملكه زوجك |