| Benim şaman görünüşe önem vermeyi bırakmamı söylemişti. | Open Subtitles | أتعرف، كاهني أخبرني أن أتوقف عن الإهتمام بالمظاهر |
| Benim şaman dedi ki... | Open Subtitles | كاهني يقول.. |
| Bölgenin hakimi, çıkarı doğrultusunda karar verdi ve rahibim de kararı onayladı. | Open Subtitles | مولى المنطقة ، كان قاضياً و كاهني عبّر بجملة |
| Kudüs'te, 9 yaşımdayken bunu rahibim almıştı bana. | Open Subtitles | لقد اشتراه لي كاهني في القُدس عندما كنت في التاسعة |
| rahibim! | Open Subtitles | كاهني |
| Kendisi rahibim oluyor. | Open Subtitles | انه كاهني. |