Bu oyunda, açıkça Kleon ile alay etti. Kleon'u canlandıran karakteri, şehrin çıkışında bir sosis satıcısı olarak betimledi. | TED | وفيها، سَخِر من كليون على العلن، حيث تنتهي بشخصية كليون كبائع نقانق وضيع خارج بوابات المدينة. |
Muhtemelen fıstık satıcısı kılığında falandır. | Open Subtitles | قد يكون متنكّراً كبائع فول سوداني .. ربما |
Sakın yanlış anlama ama bir cep telefonu satıcısı olarak, sanırım bunu sorabilirim. | Open Subtitles | لا تفهمي هذا بطريقة خاطئة ، لكن كبائع هواتف خلويّة يمكنُني السؤال |
Birisinin olayla ilişkili olduğunu çözdük, muhtemelen satıcıydı. | Open Subtitles | توقعنا أنّ هُناك أحد في الداخل مُتورّط، مُحتمل كبائع. |
Bir satıcı olarak çalışmak... bir fabrikada çalışmaktan daha farklıdır Red. | Open Subtitles | والان ياريد اتعلم بما انك تعمل كبائع مختلف عن كونك تعمل في مصنع |
El kitabına göre Satış elemanı olarak yöneticiden daha fazla para kazanabilirsin. | Open Subtitles | وفقاً للكتيب، يمكنك أن تجني المزيد من المال كبائع أكثر منه كمدير |
- Seni, benim lateks satış elemanım olarak mı alacağım? | Open Subtitles | -سأعيّنك كبائع مطّاط لدي؟ |
Sen hepsinden daha uzun bir süredir satıcısın. | Open Subtitles | انت أقدم منهم جميعاً كبائع |
Yani, Max, araba satıcılığından feci şekilde bunalmaya başladım artık. | Open Subtitles | لقد سئمت من وظيفتى كبائع سيارات |
İş adamı gibi görünmeliymişim, araba satıcısı gibi değil. | Open Subtitles | قالت ينبغي أن تبدو كرجل أعمال ليس كبائع سيارات. |
- Komiserin kızıyla yatan papaz yardımcısının kadın ayakkabısı satıcısı olarak saklanmaya mecbur kalmasını anlatıyor. | Open Subtitles | إنه عن شماس مساعد يضاجع ابنة الشرطي ومجبر على التنكر كبائع أحذية نسائية |
Santraldaki işimden ayrılıp 2. el araba satıcısı oldum. | Open Subtitles | لقد تركت عملي كبائع سيارات مستعملة |
Sana ikinci el araba satıcısı gibi mi görünüyorum? | Open Subtitles | وهل أبدو لك كبائع سيارات مستعملة؟ |
Seramik satıcısı kılığından da çık. | Open Subtitles | وشيء ما لا يجعلك تبدين كبائع للسيراميك |
Sense incil satıcısı gibi. | Open Subtitles | بينما أنت تبدو كبائع للكتب |
Sen de İncil satıcısı gibi. | Open Subtitles | بينما أنت تبدو كبائع للكتب |
Birisinin olayla ilişkili olduğunu çözdük, muhtemelen satıcıydı. | Open Subtitles | توقعنا أنّ هُناك أحد في الداخل مُتورّط، مُحتمل كبائع. |
Hayatını mahvetmiş olmamın cezasını burada kapı kapı dolaşan bir satıcı olarak omurgamı un ufak etmek üzere olan sırtımdaki bu küçük şişlikle... | Open Subtitles | ان التكفير عن هذا هو وجودي هنا , كبائع اذهب من باب الى اخر مع تحمل كل هذا العبء و وجود هذه الحدبة الصغيرة في ظهري |
Beni lateks Satış elemanı olarak almayı düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تفكّر في تعييني كبائع مطّاط |
Beni lateks Satış elemanı olarak almayı düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تفكّر في تعييني كبائع مطّاط |
- Seni, benim lateks satış elemanım olarak mı alacağım? | Open Subtitles | -سأعيّنك كبائع مطّاط لدي؟ |
Sen hepsinden daha uzun bir süredir satıcısın. | Open Subtitles | انت أقدم منهم جميعاً كبائع |
Yani, Max, araba satıcılığından feci şekilde bunalmaya başladım artık. | Open Subtitles | لقد سئمت من وظيفتى كبائع سيارات |