Yapacağı yemeği de geçtim Büyük bir ağacımız olurdu. kocaman ve güzel bir ağaç. | Open Subtitles | انسَ أمر الطعام لأنّها تطبخ، لكن سأحظى بشجرة كبيرةً جداً، جميلةٌ وضخمة |
Evet, kocaman bir resmini koyar altına da "Bu sizin kuşunuz mu? | Open Subtitles | وسنضع فيها صورةً كبيرةً له ونكتبُ تحتها " هل هذا الطائر لك؟ |
Hester'lardan biri orada kocaman bir daire kiralamış. | Open Subtitles | -لا أعتقد ذلك . أحدهما أجّر شقّة كبيرةً هُناك. |
Anlayacağınız, sonunda sesimi işim için kullanmak bile benim için Büyük bir adımdı. | TED | وكما ترون إلى أن أصبحت اُعد أعمالي بصوتي وكانت تلك خطوةً كبيرةً بالنسبة لي. |
Ne söylediğini ya da ne yaptığını bilmiyorum ama senin Büyük bir inanç ve cesaret gösterdiğini söylediler. | Open Subtitles | لا أعرف مالذي قُلتِه، أو فعلتِه، لكنهم يقولون بأنكِ قد أظهرتِ شجاعةً كبيرةً و إيمان صادق |
Hava durumuna göre Büyük bir fırtına geliyormuş. | Open Subtitles | قناة الطَقس تقول أنَ عاصفةً كبيرةً تقترِب |
..kocaman, sevimli bir kıçı vardı. | Open Subtitles | وكانت مؤخرتها كبيرةً وظريفة |
Cinayet masası komiseri olup kocaman, parlak bir rozet taktığını ama kardeşinin gerçekte nasıl biri olduğunu bildiğini biliyorum ama. | Open Subtitles | -إلّا أنّكِ ملازم القسم الجنائي ... وتحملين شارةً كبيرةً لمّاعة، ومع ذلك تدركين تمامًا ما يكون أخوكِ |
- Benim için Adam'ı kocaman öp. | Open Subtitles | -أعطي (آدم) قبلةً كبيرةً منّي، اتّفقنا؟ |
Evet, Starkwood'a Büyük bir parti biyolojik silah teslim edildi. | Open Subtitles | أجل، شحنةً كبيرةً من الأسلحة البيولوجية تم توصيلها إلى "ستاركوود" |
Büyük bir ödül, ama çok büyük olmayacak. Çünkü kendi üstlerinde apandis ameliyatı yapmaya kalkıştılar. | Open Subtitles | جائزةٍ كبيرة، لكنّها ليست كبيرةً جداً إذ أنّهم استأصلوا زوائدهم |
Bu yüzden daima yanında Büyük bir elmas taşırmış. | Open Subtitles | ليموت في ضريحٍ فقير كوالده لذا كان دائماً يحمل ألماساً كبيرةً معه للضرورة فحسب |
Ona bu kafeyi açmakla Büyük bir hata yaptım. | Open Subtitles | لقد إرتكبت حماقةً كبيرةً بإعطائي له ذلك المقهى |