Sadece bir sorun var. Benim ev yeterince büyük değil. Seninki büyük ama. | Open Subtitles | ولكن هناك مشكلة واحده بيتي لا يكفي لذلك لكن بيتك انت كبير كفاية |
NCIS ajanı olmak için yeterince büyük mü? | Open Subtitles | أهو كبير كفاية ليكون عميل في مركز التحقيقات؟ |
Bu mağara içine girip, buzun kayayla buluşma anında olanları görebileceğimiz kadar büyük olmalı. | Open Subtitles | كبير كفاية لنستطيع دخوله ونرى ما يحدث تماماً عند إلتقاء الجليد بالصخور |
Yani teknoloji sonunda birseyleri yakalayabilmek için, yeteri kadar büyük olabilecek skalada arama yapmaya olanak taniyacak. | Open Subtitles | ملاحظة البلايين من القنوات في مرة. إذا التكنلوجيا مكنت البحث على مقياس يمكن في النهاية أن يكون كبير كفاية |
Başının belada olduğunu bilecek yaşta. | Open Subtitles | كبير كفاية لأعلم أن مؤخرتك في خطر |
Hatırlatmasam tuvaletten sonra sifonu bile çekmiyorsun. - Neredeyse savaşa gidecek yaştayım. | Open Subtitles | حتى إنك لاتنظف التواليت إن لم أذكرك , أنا كبير كفاية , بستطاعتي خوض الحروب |
Sadece onları tab edebilecek kadar yaşlı birini bulmamız gerekecek. | Open Subtitles | علينا فقط أن نجد شخص ما كبير كفاية لتظهيره |
- Tek bir sorun var. Benim evim yeterince büyük değil, ama seninki gayet büyük. | Open Subtitles | ولكن هناك مشكلة واحده بيتي لا يكفي لذلك لكن بيتك انت كبير كفاية |
Her şeyi kendi kendime yapacak kadar büyüdüm. | Open Subtitles | أنا كبير كفاية لأفعل الأشياء بنفسي |
Kafasına göre gelip gidecek kadar büyüksün. | Open Subtitles | كبير كفاية لتذهب وتعود كما تريد |
Nihayetinde sürü yeterince büyüdü, birazcık geri çekilebiliriz. | Open Subtitles | القطيع كبير كفاية بأمكاننا التنحي قليلاً. |
Bağış toplantısı düzenlemek istemiş ama evi yeterince büyük değilmiş. | Open Subtitles | أراد ان يفعل حفل تبرعات خيرية لكن بيتها لم يكن كبير كفاية |
Hayır, hanımefendi. Babam kendi sıkıcı işlerimi yapmam için yeterince büyük olduğumu söylüyor. | Open Subtitles | لا يا مدام ابي يقول اني كبير كفاية لانهي و اجباتي |
- Tek bir sorun var. Benim evim yeterince büyük değil, ama seninki gayet büyük. | Open Subtitles | ولكن هناك مشكلة واحده بيتي لا يكفي لذلك لكن بيتك انت كبير كفاية |
mutfağa gizlice girmek zorunda kalmıştım ve kendi önlüğümü giyecek kadar büyük bir hamamböceği görmüştüm. | Open Subtitles | لقد تسللت لهذا المطبخ و رأيت صرصور كبير كفاية ليرتدي مَريله |
Herkesi ve her şeyi kabullenmeye yetecek kadar büyük bir kalbi vardı. | Open Subtitles | كان له قلب كبير كفاية لقبول و حب الجميع. |
Bir maske takıp pelerin takacak yaşta. | Open Subtitles | كبير كفاية لاعتمار قلنسوة ووضع قناع. |
Babasını öldüren adamdan intikam almak isteyebilecek yaşta. | Open Subtitles | كبير كفاية للثأر من قاتل أبيه. |
Kendi kararlarımı verecek yaştayım. | Open Subtitles | . أنني كبير كفاية لأتّخذ قراراتي |
Bir kapüşon ve maske takabilecek kadar yaşlı yani. | Open Subtitles | إنه كبير كفاية ليعتمر قلنسوة ويضع قناعًا. |
Kendi başımın çaresine bakacak kadar büyüdüm. | Open Subtitles | أنا كبير كفاية لأعتني بنفسي |
Daha iyi olanı bilecek kadar büyüksün. | Open Subtitles | فانت كبير كفاية لتعرف افضل |
- Şimdiden yeterince büyüdü zaten. - Biliyorum. | Open Subtitles | ــ الموضوع كبير كفاية بالفعل ــ أعلم أنّه كذلك |
Etrafımızdaki tüm sahayı patlatmaya yetecek büyüklükte. | Open Subtitles | كبير كفاية لتفجير حقل الألغام حولنا بالكامل. |