| Sanırım eskisi gibi olmayı özlemişim ve Aidan da geçmişimin büyük bir parçası. | Open Subtitles | أظن بأنني أفتقد من كنت حقا و آيدن كان جزء كبير من هذا |
| Bu hastalıktan en çok muzdarip olan iki ülkede çok büyük bir ilerleme kaydedebiliriz, bu iki ülke Etiyopya ve Nijerya. | TED | ويمكننا أن نحرز تقدمًا ملموسًا في بلدين اثنين عانيا بشكل كبير من هذا المرض، وهما إثيوبيا ونيجيريا. |
| Bunun da büyük bir kısmı, beyazlardaki bilinci arttırmaktır. | Open Subtitles | وجزء كبير من هذا يتعلق برفع الوعي عند البيض. |
| Böylesine büyük bir anlaşmada bir kişi hakkındaki her şeyi bilmek isterim. | Open Subtitles | أتفاق كبير من هذا النوع, يجب أن أعرف كل شيء عن الشخص المقابل |
| Tom, burada daha çok bulunmayı gerçekten isterdim. İşler çığırından çıktı, ne yaptığımı biliyorsun. Bak, eğitimin büyük bir kısmı burada. | Open Subtitles | توم"، أود أن آتي هنا أكثر" أواجه ضغوطا في العمل، أنت تعرف وضعي إسمع، جزء كبير من هذا التدريب يقع هنا بالأعلى |
| ve sen de bunun büyük bir parçasısın, Skills. | Open Subtitles | انت جزء كبير من هذا يا سكيلز |
| Sen de bunun büyük bir parçasısın. | Open Subtitles | أنت جزء كبير من هذا |
| Tabii. Para büyük bir rol oynuyor bu işte. | Open Subtitles | - بالطبع، المال جزء كبير من هذا |
| Joe bunun büyük bir parçası. | Open Subtitles | إن (جو) جزء كبير من هذا |