Üçüncü aşama ortaya yüzlerce fikir atmak-- ne kadar çok ve şaşırtıcıysa o kadar iyi. | TED | الخطوة الثالثة هي اقتراح مئات الأفكار، كلما كثرت كان أفضل، وكلما كانت أكثر غرابة كان أفضل. |
Kamuya açık tartışmalarda daha çok yer aldıkça daha fazla nefret postası ve tehdit alıyordum. | TED | كلما زادت مشاركاتي في النقاشات العامة. كثرت رسائل الكراهية والتهديد التي تصلني. |
Zaman geçtikçe ardımda çok şey bırakıyorum.. | Open Subtitles | أتعلموا؟ كلما كثرت الأشياء التي أريدها كلما كثرت الأشياء التي علي تركها ، هذه هي الحياة. |
Ve açıkçası jestiniz ne kadar büyürse, orkestranız için o kadar bozuk, ve anlaşılmaz olur ve açıkçası gereksizleşir. | TED | و كلما كثرت حركات يدك كلما بدت التعليمات مشوشة و غير واضحة. و صراحة ان ذلك يؤثر سلبا على الاوركسترا |
Televizyonu, interneti, o gömlekleri görüyorum ve hiçbirşey hissetmiyorum. Gördüğüm imajlar çoğaldıkça, gerçek olduklarına inanma hissim o kadar azalıyor. | Open Subtitles | و لا أشعر بشئ كلما كثرت رؤيتي لهذه الصور كلما قل شعوري أنها حقيقية |
Gerçekten burada olmamalısın. Vargas senin hakkında çok soru soruyor. | Open Subtitles | أنت لا يجب أن تكون هنا حقا تساؤلات فارجاس كثرت حولك |
Tamamen düzmece! Ne kadar çok denizaşırı şirket kurarsan o kadar parayı kırarsın. | Open Subtitles | أنظر الفكرة بالكامل هي، كلما كثرت الشركات التي تستطيع زراعتها خارج الشاطئ |
50 yılı aşkın bir süredir, yiyecek endüstrisi obezitenin çok fazla kalori alıp yeterince egzersiz yapmamaktan kaynaklandığı konusunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | لأكثر من 50 عاما أصرّت شركات التغذية بأن السمنة تتسبب من كثرت السعرات الحرارية وعدم التمرن بالشكل الكافي |
Civarda yaşayan insanlar çok şey düşünürler, ancak kimse gerçeği bilmiyor. | Open Subtitles | كثرت الروايات لكن لا أحد يعلم أين الحقيقة خذوا فترة راحة الآن رغم أن الظهر لم يحن بعد |
Devrimi bu insanlar için yaptık burada daha çok silahlı insan olması yanlış anlaşılma ihtimalini arttırıyor. | Open Subtitles | نحنُ جلبنا هذهِ الحرية لـ هؤلاء الناس وكلما كثرت بنادقنا هنا كلما اصبح هناك سوء فهم معهم |
Evet, insanlar bunu ne kadar çok söylüyorsa, o kadar az inanıyorum buna. | Open Subtitles | أجل، كلما كثرت أقوال الناس كلما قلت ثقتي بذلك |
Kelimenin tam anlamıyla derimizin altına nüfuz eden ve fizyolojimizi değiştiren, çok şiddetli ve yaygın bir tehditten söz ediyorum: İstismar veya ihmal edilme gibi şeylerden veya akıl hastalığı veya madde bağımlılığının pençesindeki ebeveynlerden. | TED | أنا أتكلم عن التهديدات التي كثرت حدّتها وانتشارها التي تتوغّل داخل جلدنا وتغير وظائف أعضاء جسمنا أشياء مثل سوء المعاملة والإهمال أو النشوء داخل بيت يكافح فيه أحد الوالدين ضدّ مرض عقلي أو إدمان المخدّرات |
Bu sıralarda etrafta çok serseri var. | Open Subtitles | زمرة المحتالين كثرت هذه الأيام |
Her zaman söylemişimdir, aşağıda ne kadar kırışıklık varsa o kadar iyidir. | Open Subtitles | أَقُولُ دائماً كلما كثرت التجاعيد هُنا هيكون أعظم |
Merak ettiği şey, patronunuzun ölüm sebebinin o işi kadınlarla fazla yapması olup olmadığı? | Open Subtitles | تتسائل هل فعلا أن رئيسك مات من كثرت الافراط مع النساء |
o maden patladığı zaman, tüm toksik maddeler içme suyuna karıştı. | Open Subtitles | وعندما كثرت النفايات كل النفايت عكرت ماءنا الصالح للشرب |
Milis güçler ne kadar varoşa egemen olsa, hükümet o kadar oy kazanırdı. | Open Subtitles | كلما كثرت الأحياء التي تسيطر الميليشيا عليها كثرت الأصوات التي حصدوها |
Ne kadar yükseğe tırmanırsan o kadar acımasız eleştirilere maruz kalırsın. | Open Subtitles | كلما ارتفع مستواك كلما كثرت الانتقادات |