"كثيف" - Traduction Arabe en Turc

    • yoğun
        
    • kalın
        
    • gür
        
    • Ağır
        
    • uzun
        
    • kıllı
        
    • yoğundu
        
    • Sisler
        
    • yoğundur
        
    Peki meme dokunuzun yoğun olup olmadığını nereden bileceksiniz? TED إذا كيف يمكنك ان تعرفي إن كان تملكين ثدي كثيف ؟
    Numuneler toplayıp bazı yoğun taksonomi yapmak gerekir. TED سيكون عليكم جمع العينات و القيام بتصنيف كثيف.
    Bunu yapmak için, mermileri kullanarak yeniden şekil verdiğim yer olan atış poligonuna götürmeden önce onları yoğun, kahverengi muma batırdım. TED للقيام بذلك، غمستهم في شمع بُني كثيف السماكة قبل أخذهم إلى ساحة الرماية. حيثُ أعدتُ نحتهم باستخدام الطلقات النارية.
    Scarlett, adamlarım şimdi yalınayak ve Virginia'da kar oldukça kalın. Open Subtitles إن رجالى الآن حفاة يا سكارليت والثلج كثيف في فيرجينيا
    Çok gür ve ışıltılı saçları vardı, küçük, şirin bir kalemliği.. Eyaletlerin başkentlerini ezbere biliyordu, hecelemesi muhteşemdi. TED لقد كان لها شعر كثيف لامع و علبة أقلام رصاص صغيرة ظريفة، تعرف جيدا عواصم الولايات، و تجيد الهجاء.
    Bu tarafta Ağır bir ateş alanı var. Kırmızı beş neredesin? Open Subtitles هناك اطلاق نار كثيف فى هذا الاتجاه ريد 5, أين انت؟
    "uzun, kabarık saçları, parlayan kırmızı gözleri vardı... ve köpeğimsi suratından kan akıyordu." Open Subtitles شعر كثيف منقوش، عينان حمراوين لامعتين. ودم يسيل على وجهه الشبيه بوجه الكلب.
    Benim için, orman, içinde yürüyemeceğiniz kadar yoğun bir şekilde ağaçlarla dolu bir yerdir. TED بالنسبة لي، الغابة، هي مكان كثيف الأشجار بحيث يصعب عليك السير فيه.
    yoğun iş gücü gerektirebilir, bazen pahalıya mal olabilir. TED ويمكن أن يكون كثيف العمالة، أحياناً يكون مكلفاً.
    Onu yoğun sisle çevrili büyük bir kuşa benzeyen canavar olarak canlandırıyoruz. TED فقُمنا بتصويره كأنه وحشٌ طائرٌ وضخم، يُحيط به ضبابٌ كثيف.
    Ve hiç yoğun kıvamlı çorba içtiğini de görmedim. Peki geçen pazartesi ne istese beğenirsiniz? Open Subtitles و لم أره يطلب أبداً حساء كثيف و ليلة الإثنين الماضي ماذا طلب ؟
    Andrea Doria Nantucket sahilinin 12 mil açığında yoğun sis yüzünden Stockholm 'le çarpıştı. Open Subtitles اصطدمت أندريا دوريا بعبّارة ستوكهولم تحت ضباب كثيف على بعد 12 ميلاً من ساحل نانتاكيت.
    O nedenle belli yıllarda belli yörüngeler daha yoğun bir enkaz alanından geçmeli. Open Subtitles لذا بعض المدرات في سنوات معينة تمر بمجال كثيف
    Kara ve yoğun Kükrüyor bulutlar Open Subtitles كثيف على نحو مُظلم إهدرْ الغيومَ المنتشرةَ
    Ayrıca da kalın Kafalısın-- Hopp, Bu Bir Başka Hamlenin Kodu Değil. Open Subtitles أيضاً شَعْرك كثيف مهلاً، هذه ليست شِفرة كي يندفع الأخرون نحو وجهي
    Kadar kalın kafalı ki birinin akşamını mahvediyor ve ...bunun farkına bile varamıyor. Open Subtitles تخيّلْ أنْ يَكُونَ كثيف جداً بِحيث أنت يُمْكِنُ أَنْ تُخرّبَ مساء شخص آخرِ ولا يَكُونَ مدرك له حتى. هذا الشمعِ يُقطّرُ.
    Şuradaki iki sayısını kalın işlettim, böylece hissedebiliyorum. Open Subtitles الرقم اثنين هنا ، لقد حيكت لي بخيط كثيف ، حتي أشعر يها
    gür saçlar, bir sürü kadın, asansörleri sever, ve kumsalda uzun yürüyüşler yapar. Open Subtitles , شعره كثيف , الكثير من النساء يحب المصاعد و السير على الشواطئ لفترات طويلة
    Mayday, Ağır ateş altındayız. Duyuyor musunuz? Open Subtitles النجدة نحن نتعرض لقصف كثيف بقذائف الهاون
    Fazlasıyla uzun bacaklı, fazlasıyla tüylü... ...ve hiçbir zaman güvenemeyeceğiniz kadar da büyük. TED هي طويلة جدًا، وشعرها كثيف للغاية. وكبيرة جدًا على أن نثق بها.
    Kımıldayın lanet olasıcalar! Kımıldayın! Kapa kapıyı, seni kıllı salak! Open Subtitles تحركوا ايها الجبناء اغلق الباب يا كثيف الشعر
    Sis öyle yoğundu ki kataraktımı bile göremedim Open Subtitles هذا الضباب كثيف جداً، فلا أظن أني قادر على رؤيتي ماء عيني
    Sisler duman olup dağıldığında Krrish meşale gibi hızla gelecek. Open Subtitles عندما يكون هناك دخان كثيف سيأتي كريش مثل الضوء كل مرة
    Beyaz cüce oldukça ilginç bir cisimdir. İnanıImaz bir şekilde yoğundur. Open Subtitles لا يتبقّى سوى لُبّ كثيف شديد الحرارة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus