Bizim durumumuzdaki insanların özür dilemeye ihtiyacı yoktur. | Open Subtitles | الناس كحالنا ليسوا بحاجة للاعتذار |
Bizim durumumuzdaki insanların özür dilemeye ihtiyacı yoktur. | Open Subtitles | الناس كحالنا ليسوا بحاجة للاعتذار |
Orjinal mürettebattan değillerdi. Buraya aynı bizim gibi geldiler. | Open Subtitles | لم يكونوا جزءاً من طاقم السفينة، لقد أتوا إليها كحالنا الآن. |
Onlardan çok daha fazla sayıda tamamen normal insan var. Aynı bizim gibi. | Open Subtitles | هناك الكثير ممن هم طبيعيون كلياً، كحالنا تماماً |
İnanılmaz, gerçekten de bizim kadar çaresiz gözüküyor. Bütün bu teknoloji. Hiç bir faydası yok. | Open Subtitles | بشكل كبير ، تكاد تكون جاهلة لما يحصل كحالنا برغم المعدات التي تمكلها فهي لا تملك أدنى فكرة |
En az bizim kadar yoksul olan doğulu pisliklerin oraya tabi ki. | Open Subtitles | هؤلاء الأوغاد في الشرق فقراء كحالنا. |
Hayır, demek istediğim hepimiz gibi onunda iki tarafı var. | Open Subtitles | كلا , اعني , كحالنا جميعاً هو لديه جانبين في شخصيته |
Bizim durumumuzdaki insanların özür dilemeye ihtiyacı yoktur. | Open Subtitles | الناس كحالنا ليسوا بحاجة للاعتذار |
Ancak bizim gibi insanlar birbirine bel bağlamak zorundadır. | Open Subtitles | ولكن الأشخاص كحالنا عليهم الاعتماد على أنفسهم |
Bazıları gönüllü olarak oradaydı. Ama bizim gibi çoğu kişi, isteği dışında oradaydı. | Open Subtitles | "البعض منهم كانوا هناك بإرادتهم لكن، كحالنا نحن، أخذَ معضمنا رغماً عنه" |
Belki de bizim gibi yoksul büyümesi yüzünden. | Open Subtitles | ربما لأنه تربى فقيراً كحالنا . |
Doğu'daki çapulcular en az bizim kadar fakir. | Open Subtitles | هؤلاء الأوغاد في الشرق فقراء كحالنا. |
Doğudaki alçaklar en az bizim kadar fakirler. | Open Subtitles | هؤلاء الأوغاد في الشرق فقراء كحالنا. |
Kaybettiği kadar kazandı hemen hepimiz gibi. | Open Subtitles | لقد فاز بقدر ما خسر كحالنا جميعا |
Eski püskü kıyafetleri vardı bir deri bir kemikti, hepimiz gibi. | Open Subtitles | كان أشعث، جلدهُ وعظمهُ كحالنا كلّنا |