Nadir ama çarpıcı durumlarda, bir kişi tarafından söylenen tek bir yalan bu bal peteğinde gerçek sorunlara yol açabilir. | TED | في حادثة نادرة ولكنها ضاربة، كذبة واحدة تُقال من كيان واحد فقط في خلية النحل هذه قد تقود لمشكلة حقيقية. |
Çünkü, eğer bize ufakta olsa bir yalan söylersen Melanie, ...senin bizden başka şeyler de sakladığını düşünmeye başlarız. | Open Subtitles | لانه عندما تخبريننا كذبة واحدة يا ميلاني .. مهما كانت صغيرة |
bir yalan daha söylersen öldün. | Open Subtitles | كذبة واحدة أخرى وستكون فى عداد الموتى ،أفهمت ؟ |
Tek yalan ya da tek kişi değil. Bütün her şey. | Open Subtitles | لا ، ليس كذبة واحدة و ليس فرد واحد بل الأمر برمته |
Tek yalan ya da tek kişi değil. Bütün her şey. | Open Subtitles | لا ، ليس كذبة واحدة و ليس فرد واحد بل الأمر برمته |
Hastalar yalan söyler. Genellikle her seferde bir yalan söylerler. | Open Subtitles | المرضى يكذبون لكن كذبة واحدة عادةً بالمرة |
Bütün bu olay koca bir yalan. | Open Subtitles | كل هذه المسألة قامت على كذبة واحدة كبيرة |
Buna başladığımızdan beri, her şey koca bir yalan. Kim olduğuma dair hiçbir fikri yok. | Open Subtitles | منذ أن بدأنا هذا كانت هذه كذبة واحدة كبيرة, إنها لا تعرف من أكون |
Bana bir yalan daha söylersen, aletini kökünden keserim. | Open Subtitles | ،قلْ لي كذبة واحدة أخري وسأقضي عليك |
Her şeyin arasında şemsiye gibi tek bir yalan söyledim. | Open Subtitles | في كلّ ماجرى، قلتُ كذبة واحدة كبيرة |
Büyük bir yalan Sherlock bir sahtekâr, ...insanlar buna sırf, gerisi doğru olduğu için inanacaklar. | Open Subtitles | إذاً، كذبة واحدة كبيرة (شارلوك) محتال والناس سيتقبلونها لأن بقيتها صحيح |
Bu söylemen gereken bir yalan. | Open Subtitles | هذه كذبة واحدة عليك قولها |
Tek yalan fazla sınırlayıcı. | Open Subtitles | كذبة واحدة غير كافية |