Eğer bir insana sandalye bacağı saplayacaksan çok güçlü kuvvetli biri olman gerekiyor. | Open Subtitles | اذا أنت دفعت رجل كرسى خلال انسان فأنت اذن ابن عاهره قوى واحد |
O gelmeden önce bir sandalye çekmiştin çünkü onun gelmesini bekliyordun. | Open Subtitles | ولقد قمتى بسحب كرسى قبل أن يأتى لأنك كنتى تتوقعين قدومه |
O gelmeden önce bir sandalye çekmiştin çünkü onun gelmesini bekliyordun. | Open Subtitles | ولقد قمتى بسحب كرسى قبل أن يأتى لأنك كنتى تتوقعين قدومه |
Şuradaki hasır sandalyede oturan yaşlı adamdı. | Open Subtitles | لقد جلس الرجل العجوز هناك على كرسى البامبو |
Her neyse, gitmek üzere kalktı, bir sandalyeye takıldı ve yere düştü. | Open Subtitles | حسنا , على اى حال , هى قامت و غادرت المكان وتكعبلت فى كرسى و سقطت على الارض |
CEO sandalyesi. - Otursana. | Open Subtitles | عجباً, كرسى المدير التنفيذى أجلس |
Dokuzdan beşe kıçını dinlendirebileceğin bir koltuk. | Open Subtitles | كرسى صلب تستريح عليه من التاسعة صباحاً للخامسة مساءاً |
O halde kendime bir İngiliz koltuğu, birkaç kitap iskambil kağıdı ve İngiliz sigarası alacağım. | Open Subtitles | كرسى مريح أوراق للعب , بضعة كتب سجائر أنجليزية |
Son gidişimde, Sandalyeyi açık unuttuğumu sanmıştım. | Open Subtitles | أنا أخر مرة ذهبت كنت خائفة ان أترك كرسى المصعد |
Sadece, sandalye olmayan biryere oturdum. | Open Subtitles | بالرغم من أننى جلست على مكان لا يوجد فيه كرسى |
Tekerlekli sandalye kullandığından işleri çok daha kolay halletmesini sağlıyor. | Open Subtitles | يكون هذا أسهل كثيراً لأنه على كرسى متحرك |
- Boş sandalye varmış. - O Lucky'nin. | Open Subtitles | هناك كرسى خالى استطيع الجلوس علية هذا كرسى لاكى |
Çünkü boş sandalye görürse bir tane bile boş sandalye görürse, çeker gider. | Open Subtitles | ..لانه إذا رأى طاولة فارغة كرسى واحد فارغ,سيغادر المكان |
Bir çatı, birkaç çöp torbası, alüminyum sandalye, selo bant ve bir hayalimiz vardı. | Open Subtitles | دكتور لدينا سقف و بعض أكياس القمامه و ذراع كرسى ألمونيوم و بعض من الشريط اللاصق و حلم |
Müşteri dolu bir restoran için yemek pişirmeyi bırakıp kendime sandalye çekip tavuğunun tadına bakayım. | Open Subtitles | دعينى أتوقف عن الطبخ لمطعم ملئ بالناس لأتمكن من أن اسحب كرسى واتناول دجاجتكِ |
Lanet olası tekerlekli sandalyede diye insanların sempatilerinden faydalanıyor. | Open Subtitles | بسبب كرسى المقعدين هذا الذى يحاول أن يحصل به على شفقة الجميع |
Onun yerine, elektrikli sandalyeye, seve seve giderdim. | Open Subtitles | . لكى أنقذه لكنت ذهبت إلى كرسى الإعدام . بدلا ً منه بكل سرور |
Bu adamın bir sandalyesi bile yok mu? | Open Subtitles | أليس هناك كرسى فى هذه الشقة ؟ |
Biliyor musunuz, bu odadaki her koltuk sevdiğim atların kıllarıyla doldurulmuştur beni seven atların. | Open Subtitles | هل تعلمين, ان كل كرسى فى هذه الغرفة محشّو بشعر الخيول التى اعشقها واعتقد انهم يحبوننى |
- En iyi seçeneğimizin kontrol koltuğu olduğunu düşünüyoruz. - Onu ben söyleyecektim. | Open Subtitles | فافضل خيارتنا هو كرسى التحكم كنت ساقول هذا. |
Bütün gün kıçım taburede. Hep iyi Sandalyeyi bulur. | Open Subtitles | أجلس طول اليوم على كرسى بلا ظهر وتحصل هى دائماً على الكرسى الجيد |
Dellinmiş, bira ve ot suyuyla kaplanmış ve fosilleşmiş Doritos Cool Ranch lekeli parmak izlerine sahip 10 yıllık puf minder. | Open Subtitles | كرسى عمره 10 سنوات يسرب القطن مليء بمياه الجعة و مخلفات الماشية و اثار اقدامها |
Tüm vaktini sandalyenin içinde geçirmek nasıl bir şey? | Open Subtitles | ما هو شعورك عندما تقضى كل وقتك وانت فى كرسى متحرك ؟ |
Çünkü tavanın bu kısmını açar ve yolcu fırlatma koltuğunu atarsın. | Open Subtitles | و تطلق كرسى الراكب ككرسى مقذوف |
Ama anlaşılan Teğmen atlamıştı ve Cylonlar onu bulana kadar kaçış koltuğunda yeterince hayatta kalmıştı. | Open Subtitles | ولكن يبدو أن الملازم قد أطلق كرسى الطائرة .. ونجي بطريقة ما فى كرسيه القاذف لفترة |
Ben de yaptıracaktım. Adamın sandalyesine oturdum... | Open Subtitles | كدت أحصل على واحد حينما كنت على كرسى رجل |
Tamara, Hawaii Chair yalnızca ev için tasarlanmamıştır. | Open Subtitles | انت تعلم,تامارا ,كرسى هاواى لم تصمم فقط من اجل المنزل. |