"كرسيها" - Traduction Arabe en Turc

    • sandalyeye
        
    • sandalyesinden
        
    • sandalyesi
        
    • iskemlesine
        
    • sandalyesini
        
    Lois'i görseydin penisini tekerlekli sandalyeye bağlamak zorunda kalırdın. Open Subtitles فلو رأيت لويس ستضع قضيبك في كرسيها المتحرك
    Bildiğim kadarıyla, yağlı bir vücudun, elinde penisiyle sandalyeye oturuyor olduğudur. Open Subtitles على الأرجح أن تكوني ذات الوزن الزائد التي تجلس على كرسيها و بحوزتها قضيب
    Elbette, o bayan tekerlekli sandalyesinden beni kucakladı. Open Subtitles ومن المؤكد ، أنه من القليل للسيدة أن تعانقني بصدرها من كرسيها المتحرك
    Mükemmel bir kas yapısı varmış, bu yüzden kesinlikle sandalyesinden kalkmış. Open Subtitles حسنٌ، لديها قوة عضلية جيّدة. لهذا لم تترك كرسيها فعلًا.
    Hatta bir yolcu Hong Kong'dan beri kendisini kabinine hapsetmiş durumda. Yemek salonundaki boş sandalyesi tam benim yanımda. Open Subtitles كرسيها الفارغ هو الذى بجنبى في غرفة الطعام.
    Tekerlekli sandalyesi kullanılamaz durumda, ona yeni bir tane almalıyız. Open Subtitles كرسيها تحطم، علينا أن نشتري لها واحداً آخر
    -Evet, kalabalık ama iskemlesine çarptın, şarabını döktün, özür dilemelisin. Open Subtitles - نعم، ولكن هل صدم كرسيها. يجب أن نقول لكم، وإعادة آسف.
    Biz onun tekerlekli sandalyesini itiyoruz, onu işe götürüyoruz, onu eve götürüyoruz, onu yıkıyoruz, giydiriyoruz, Open Subtitles ندفع كرسيها المتحرك, نوصلها الى العمل, نوصلها الى البيت, نغسلها , نلبسها,
    Kafamı uzattım ve bir dedektifin onu omzundan tutup tekrar sandalyeye oturttuğunu gördüm. Open Subtitles نظرت إلى الخارج و رأيت محققا و ضع يده على كتفها و أجلسها على كرسيها
    Nadia Bird,belden aşağısı felçli, tekerlekli sandalyesinden düşmüş Open Subtitles ناديا بيرد) مشلولة, وقعت من كرسيها المُدّولب )
    Mike kendini temsil etmek istediğinde Gibbs sandalyesinden fırladı ve davayı geçersiz kılmaya çalıştığımızı söyledi. Open Subtitles عندما اراد (مايك) تمثيل نفسه (جيبس) قفزت من كرسيها قائلة اننا نحاول الحصول على بطلان للدعوى
    Jane sandalyesinden fırlayacakmış gibi duruyor! Open Subtitles تبدو (جاين) وكأنها تقفز من كرسيها
    - Onun sandalyesi değil. Open Subtitles -هذا ليس كرسيها
    Onun sandalyesi değil! Open Subtitles إنه ليس كرسيها
    Affedersin. Az önce iskemlesine çarptın. Open Subtitles عفوا، كنت صدم فقط في كرسيها.
    Ginny'nin de Perşembe günü tekerlekli sandalyesini ayarlatması lazım. Open Subtitles وهي تريد أن تصلح كرسيها في يوم الثلاثاء.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus