Ortadaki halıyı sonra sipariş edip, önce iki sandalye alamayacağımızı söyleyen bir kanun yok ya. | Open Subtitles | ليس هناك أي قانون ينص أنه لانستطيع أن نطلب بساط هذه المنطقة لاحقاً ونحصل على كرسيين للبار |
- Bir dedektifin beni sadece bir masa iki sandalye, bir metal masa olan bir odaya götürdüğünü ve diğer dedektiflerin ona şu büyük fotoğraflı defterleri getirdiğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر أن محققا أخذ بيدي إلى تلك الغرفة التي تحتوي على طاولة و كرسيين طاولة حديدية، وهناك المحققون الآخرون |
Adamın biri içeri girip, birkaç sandalye öteme oturdu. | Open Subtitles | ثم دخل شاب حينها وجلس على كرسيين |
Badri bey, lütfen dışarıya iki sandalye alabilir miyiz? - Tabi. | Open Subtitles | سيد بدري من فضلك اترك كرسيين في الخارج |
İki sandalye görüyorum. Düğün sandalyeleri. | Open Subtitles | أستطيع أن أري كرسيين للزفاف |
Peki, bu durumda... masamızda iki boş sandalye var. Hangi sermaye ortağını sürüklemek istersiniz? | Open Subtitles | حسناً، هذا يترك كرسيين شاغرين |
İki sandalye kullanıyorum. - Gary, hayır. | Open Subtitles | انا استخدم كرسيين |
Şu masaların etrafına iki sandalye ve. | Open Subtitles | أحتاج كرسيين حول هذه الطاولات |
Utangaçlara iki sandalye daha koyalım. | Open Subtitles | . ناقص لنا كرسيين |
Birkaç sandalye getirin, olur mu? | Open Subtitles | هل بإمكناك إحضار كرسيين ؟ |