Normalde geçmezdim ama saldırgan tipli bir kız izci gördüm. Kurabiye sezonunun doruklarındaydık. | Open Subtitles | ولكني رأيت فتاة كشافة ذو مظهر عدواني، وكان ذلك في ذروة موسم الكعكات |
Üniforma giymem kız izci olduğumu göstermez. | Open Subtitles | لأني أرتدي بزة فذلك لا يجعلني فتاة كشافة |
İzci olmayı istegiğimde de böyle davranmıstı. | Open Subtitles | هو تصرف هكذا عندما أردت أن أكون فتاة كشافة |
Amerikan izcileri genç subayların aldığı eğitimi zaten biliyorlar. | Open Subtitles | كشافة الولايات المتحدة ينبغي عليها تدريب مثل هؤلاء الضباط الصغار |
İzciler gibi etrafta koşuşturmakla insan ticaretini bitirebileceğinizi mi sanıyorsunuz? | Open Subtitles | هل تظنان أنكما ستقفان في طريق الإتجار بالبشر بركضكما كصبيان كشافة سخيفين؟ |
Bir gün hiç de kolay bir şekilde tuzağa düşürülemeyecek bir jaffa izci grubuyla karşılacaksınız. | Open Subtitles | يوماً ما ستواجهين كشافة جافا مدربه لن يكون من السهل الكمين لهم |
Evet ama izci kızlar şehrin güneyinin kontrolünü ele geçirmişler bile. | Open Subtitles | نعم، ولكن كشافة الفتيات مُسيطرة على الجانب الجنوبي |
Hiçbirimiz izci kız öldürmedi. | Open Subtitles | لم يقتل أي منا قتل فتيات كشافة في الجريمة |
Hiçbirimiz izci kiz öldürmedi. | Open Subtitles | لم يقتل أي منا قتل فتيات كشافة في الجريمة |
Çelimsiz bir usta izci ve birkaç acemi Yavrukurt. | Open Subtitles | قائد كشافة ضخم و لكن لين البنية بعض الأشبال على الأغلب قليلو الخبرة |
Süper kahramanız lan biz, izci kızlar değiliz amına koyayım. | Open Subtitles | نحن أبطال خارقون و لسنا بفتيات كشافة سخيفات |
Bu çöplükte ilk defa düzgün biri görüyorum o da rozetli bir izci çıkıyor. | Open Subtitles | الرجل الوحيد الوسيم في هذه البلدة القذرة هو فتى كشافة يحمل شارة. |
Önceden normal bir izci toplantısına gittik ama birkaç hafta sonra bizi ayrıca bir izci grubu yaptılar. | Open Subtitles | ذهبنا لإجتماع كشافة عادي من قبل لكن بعد بضعة أسابيع، قرروا أن يعطونا سريتنا الخاصة |
İzci falan değilim ama pantolondan halat yapmasını biliyorum. | Open Subtitles | لست كشافة برتبة نسر لكن أعلم كيف أصنع حبلا من السروايل |
Eğer yediden fazlasını görebiliyorsanız ideal bir savaşçı ya da izci adayıydınız. | Open Subtitles | إن كنت ترى أكثر من سبعة فتعتبر مرشح مثالي لتكون محارباً أو كشافة |
Göl İzcileri'nin bana ne hayrı olacak? | Open Subtitles | أنا أعني, ماذا سأستفيد من كشافة البحيرة هذة؟ |
- Erkek izciler olarak eminim çok şekerdiniz. - Şeker değildik. Canavardık resmen. | Open Subtitles | أراهن انك كنت أجمل فتى كشافة - ليس هناك جميلين, أنهم وحوش - |
Babamın International Harvester Scout'uydu. | Open Subtitles | كانت سيارة والدي "كشافة (هارفيست) الدولية". |
Az Spartalı yardımıyla, keşif kollarınız da harcını oluşturdu.. | Open Subtitles | ومع بعض المساعدة من الإسبارطيين كشافة الفرس خاصتكم أدت دور الطين فى البناء |
Her neyse, küçükken bir izcilik grubuna katılmıştım. | Open Subtitles | لقد إنضممت إلى منظمة كشافة , عندما كنت طفلاً |
Ben de usta izciydim. Peki. Ne diyorum şimdi ben? | Open Subtitles | لقد كنت فتى كشافة أنا أيضاً حسناً , ما الذي أقوله ؟ |
Hizmetimdeki bir çocuk batıdaki yolda gece geç saatlerde gözcüler görmüş. | Open Subtitles | فتى من توظيفي رأى كشافة على الدرب الغربي فى وقتِ متأخر من الليلة الماضية |
- İzciye benzemiyorsun. - Neye benziyorum? | Open Subtitles | ـ لم أخالكِ فتاة كشافة ـ وماذا تخالني؟ |
- İzci Grubu'nda. - İzci Grubu demek. | Open Subtitles | ـ أنها كانت "كشافة النسر" ـ "كشافة النسر" |
Ben sıradan bir izciyim. | Open Subtitles | نعم أنا فتي كشافة عادي |
Sen iyi bir izcisin. Çelik yelek giymişsindir, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ "فتى كشافة" جيد أن ترتدي الدرع الواقي، صحيح؟ |
Uroku Krallığının gözcüleri, yurdumuzun haritasını çıkartıyor. | Open Subtitles | انهم كشافة من "مملكة أروكو" انهم يدرسون .أرضنا |