Onu oynarken yakaladım. Bunu biliyor, bu yüzden de kesti. Ne yaptığının farkında. | Open Subtitles | كشفته وهو يفعل ذلك وهو يعرف انني كشفته لذا توقف عن فعلها اصبح واعي بنفسه |
Bildirmesi gereken önemli bir kanıtı saklarken yakaladım. | Open Subtitles | لقد كشفته وهو يخفي دليل رئيسي كان ملزما بتقديمه |
Geçen gün odamın önünde yakaladım onu. | Open Subtitles | واليوم الأخر كشفته يتسكع في الممر خارج غرفتي |
Sanırım onu bir genelevde yakalamış olmamın da bir önemi yok. | Open Subtitles | أعتقد أنه لا يهم أني كشفته في بيت دعارة بوسط المدينة. |
Ama uçuşundan bir gece önce, nişanlısı onu dört tane başka hatun ve birkaç herifle yakalamış. | Open Subtitles | وفي اليوم الذي يسبق ذهابه في مهمة قد كشفته وهو مع أربعة فتيات واثنان من الرجال |
Görünüşe göre, onu annesiyle yatakta yakalamış. | Open Subtitles | يبدو أنها كشفته مع أمها في السرير |
Bir yalanını yakaladım ve ortaya çıktı. | Open Subtitles | كشفته في كذبة يوماً ما و اتضحت الحقيقة |
Nereye olduğunu ne biliyoruz ne de neyin peşinde olduğunu ve onu üç silahlı yerel adamla buluşurken yakaladım insansız hava uçağıyla, ki bunu reddetti. | Open Subtitles | نحن لا نعلم أين يذهب وإلا ما يخطط ولقد كشفته في مقابلة مع ثلاثة مسلحين محليين تبعاً لمعلومات جاسوس, والتي قد أنكرها تماماً |
Onu Kaptan'ın şarabını içerken yakaladım. Onu boğdum. | Open Subtitles | كشفته يحتسي نبيذ القبطان فأغرقته |
Duş alışımı çalıların arasından videoya çekerken yakaladım onu. | Open Subtitles | كشفته بين الشجيرات يصورني وأنا أستحم |
yakaladım. Şerifi arayalım. | Open Subtitles | لقد كشفته دعنا نتصل بالرئيسة. |
Onu göğüslerimi dikizlerken yakaladım. | Open Subtitles | كشفته وهو يحدق في صدري |
O aynı metroya inerken fotoğrafını çekmiştim. Onu yakaladım. | Open Subtitles | نفس النفق لقد كشفته |
Onu başkasıyla öpüşürken yakaladım. | Open Subtitles | لقد كشفته يقبل شخصا آخر |