Yabancı bir istihbarat servisine herhangi bir yasak gizli bilgiyi ifşa ettin mi? | Open Subtitles | هل كشفت عن أي معلومات سرية غير مصرحة, لإستخبارات أجنبية؟ |
Neden kendini ifşa ettin? | Open Subtitles | لمَ كشفت عن نفسك؟ |
Zamanda yolculuk yapma yeteneği bir gerçeği açığa çıkardı. | Open Subtitles | هذه القدرة على السفر عبر الوقت كشفت عن الحقيقة. |
USIDent, parmak değiştirilerek hazırlanan bir komployu açığa çıkardı. | Open Subtitles | ...اللجنة الجمهورية كشفت عن مؤامرة تتورط فيها الاصابع البشرية |
Mars'a gönderilen robotlar göz alıcı derecede güzel fakat yine de tehlikeli ve tenha yerleri ortaya çıkardı. | Open Subtitles | رحلات الروبوت إلى المريخ كشفت عن جمال مذهل لكنه خطير و منعزل |
Peki bütün o derin ve karanlık sırlarını ortaya çıkardı mı? | Open Subtitles | إذن هل كشفت عن أعمق وأحلك أسرارها ضلمةً؟ |
Bay Johnson, eski oyuncumuz Justin Foucault hakkinda web aktivitesi tespit ettik. | Open Subtitles | مستر جونسون كشفت عن نشاط علي النت متعلق بلاعب سابق جوستين فوكو |
Daha önce de gerçek yüzlerini gösteren hastalarım oldu ama hiçbiri Şeytan değildi. | Open Subtitles | لقد كان المرضى الذين كشفت عن جانب جديد من أنفسهم، ولكن ليس كثيرا الشيطان الفعلي. |
İnsan avı, Liz ile senin ilişkini açığa çıkardı. | Open Subtitles | المُطاردة كشفت عن علاقتك بـ " ليز |
Fakat, Felisa'nın 2009 yılında aldığı bir çamur örneği hayal ettiğinden bile tuhaf mikropları ortaya çıkardı. | Open Subtitles | لكن عينة وحل وحيدة أخذتها -فيليسا- عام 2009 كشفت عن وجود حشرات أغرب مماهي تخيلت |
Biyopsi, beyaz kan hücrelerinin sızdığını ortaya çıkardı. | Open Subtitles | الخزعة كشفت عن تسلل لكريات الدم البيض |
Ama insan avı bazı gerçekleri ortaya çıkardı. | Open Subtitles | لكن المُطاردة كشفت عن حقائق مُعينة |
Detaylı açıklamaları bugün öğleden sonra basın toplantısında yapacağım fakat sismolojik veriler yerkabuğunda şiddetli ve büyük ...anormalikler tespit etti | Open Subtitles | سأخبركِ بالتفاصيل في مؤتمر صحفي هذا المساء... لكن المعلومات كشفت عن حقائق هائلة... متوافقة مع نشأة الأرض |
Algılayıcılarım yaşam belirtisi tespit ediyor. | Open Subtitles | أجهزة استشعاري كشفت عن علامات حياة |
Daha önce de gerçek yüzlerini gösteren hastalarım oldu ama hiçbiri Şeytan değildi. | Open Subtitles | لقد كان المرضى الذين كشفت عن جانب جديد من أنفسهم، ولكن ليس كثيرا الشيطان الفعلي. |