Eskiden gerçek anlamda yemek pişirilirdi; şimdi ise sadece su ekliyoruz ya da kek veya benzeri bir şey yapıyorsanız birazcık yumurta ekliyorsunuz. | TED | كنا نطبخ. الآن نحن فقط نضيف الماء أو شيء من بيضة إذا كنا نحضر كعكاً أو شيئاً من ذلك. |
Yemekhane çalışanlarının sana küçük kek verdiğine inandığın zaman olduğu gibi. | Open Subtitles | هذا مشابه للموقف الذي اقتنعت فيه بأن عامل المطعم يعطيك كعكاً صغيراً كيف كان ذاك الأمر معك؟ |
Adam, arabadan güzellik kraliçesi kadar anlıyor, kadın da sunta gibi kurabiye pişiriyor. | Open Subtitles | ما يعرفعه عن السيارات لا يفوق ما تعرفه ملكة جمال وتعدّ كعكاً طعمها كالبراغي |
Hey, kurabiye yapmışsın? Seninkilere bayılıyorum. | Open Subtitles | لقد أعددتى كعكاً يعجبنى الأمر عندما تخبزين |
Kendini bir şey sanıyorsun. Ben plazma televizyon gönderdim, sen pasta aldın. | Open Subtitles | يعتقد أنك شخصية خاصة أنا أرسلت البلازما وأنت جلبت كعكاً محلّى طبيعي |
Cumartesi geceleri evde kalıp lavaboda eskimiş pasta yemesini mi? | Open Subtitles | في ليالي يوم السبت تأكل كعكاً قديماً فوق حوض المطبخ؟ |
Hayır, aydınlanmayı sabah 9'da canım çörek isterken yaşadım. | Open Subtitles | لا، حدث ذلك الساعة التاسعة صباحاً عندما أدركتُ أنّي أريد كعكاً محلّى بشدّة |
Bakın, pudralo donut yiyordum ve bazı şekerler yanlış deliğe girdiler. | Open Subtitles | كت آكل كعكاً وبعض السكر نزل في المجرى الخاطئ |
Ben kek yapmam. Zor bu. | Open Subtitles | لم اعد كعكاً ابداً ، هذا عظيمٌ بالنسبةِ لي |
Niye bana dik dik bakıyorsun? Bana, kek yiyen tek kişi olduğum için mi kızıyorsun? | Open Subtitles | شكلك يبدو كالمجنون ، لذا فكرت بأنك تريد كعكاً أيضاً |
HOS BIR HIPPI CIFT BANA BIRKAC kek VERDI. | Open Subtitles | زوجان هيبيّان لطيفان أعطياني كعكاً بالشوكولاتة |
kek getiririm. Dispanserimin harika bir tarifi var. | Open Subtitles | سأحضر كعكاً بالشكولاطة، فلدى مستوصفي وصفة رائعة. |
Bak bu ağabeylik işlerinde pek iyi değilimdir. İkram edecek süt ve kurabiye olmadığı için özür dilerim. | Open Subtitles | أنظر ، لستُ بارعاً بأمور الأخ الأكبر، آسف أنّني لا أملكُ لبناً أو كعكاً ، لأقدمه لكَ. |
Ne yapayım, herkese iyi geceler dileyip üstünüze kurabiye mi yağdırayım? | Open Subtitles | لا استطيع ان اتجول قائلاً تصبحون على خير لك واحد واشتري كعكاً للناس |
Senin için kurabiye pişiririz! | Open Subtitles | اسمح لنا بالنجاة, وسنضع كعكاً وحليب لأجلك! |
Bir annenin oğluna dilimli pasta yapmasında ne sorun var? | Open Subtitles | ماخطب والده تريد أن تصنع كعكاً لعيد مولد ابنها من لاشيء؟ |
-Evet. Dişini fırçalıyor. Yemekte pasta yedik. | Open Subtitles | أجل، إنّها تنظف أسنانها، لقد تناولنا كعكاً في العشاء. |
Sam'in pastasını istiyorum fakat Sam pasta pişirmiyor. | Open Subtitles | أريد كعكة سام، ولكن سام لم يخبز كعكاً |
Hayır, aydınlanmayı sabah 9'da canım çörek isterken yaşadım. | Open Subtitles | لا، حدث ذلك الساعة التاسعة صباحاً عندما أدركتُ أنّي أريد كعكاً محلّى بشدّة |
Geçen gece çifte mesai yaptım ve gece vardiyasında herkese çörek getirdi. | Open Subtitles | كنت أعمل بمناوبة عمل مزدوجة وأحضر كعكاً لكلّ الموجودون في المناوبة |
Bana donut getirmiyorsun. | Open Subtitles | -لا تحضر لي كعكاً محلّى |
çörek yeriz. 1927'de çok güzel çörekler yapıyorlar. | Open Subtitles | يمكننا أكل الكعك إنهم يصنعون كعكاً رائعاً عام 1927 |
Az bir ihtimal ama kurabiyeli tavşan da olabilir yine de bu ihtimale pek bel bağlamayın. | Open Subtitles | هنالك إحتمال ضئيل بأن يكون أرنباً يحمل كعكاً لكنني لن أعتمد على هذا |
- O bir bebek değil. O bir simit. simit yemiştim. | Open Subtitles | هذا انتفاخٌ سببه الكعك، لقد أكلت كعكاً |