Bazen Şans kurabiyesi böyle un ufak olur. | Open Subtitles | في بعض الأحيان هذه هي الطريقة التي ينهار كعكة الحظ. |
Şans kurabiyesi mi okudun? | Open Subtitles | هل قرأت بخصوص كعكة الحظ ؟ |
Sadece şunu bil, sakızlardaki fallar gibi konuşuyorsun. | Open Subtitles | فقط لكي تعرف فان كلامك يبدو كالكلام الموجود في كعكة الحظ |
- Yaşasın! Geçen hafta bir fal kurabiyesi yemiştim, ve orada | Open Subtitles | سحقاً , الأسبوع الماضي أكلت كعكة الحظ وقالت لي كعكة يوضع بداخلها ورقة حظ |
Bilgelik istiyorsan, talih kurabiyesi al. | Open Subtitles | هل تريد الحكمة، تشتري كعكة الحظ. |
Çok bir bir üzüntü içinde ve fal kurabiyesinden mi mistik bir saçmalıktan mı örnek verdi öyle bir şey. | Open Subtitles | قالت إنها حزنت كثيرًا و ذكرت شيء ما عن كعكة الحظ أو شيء من هذا الهراء |
Bir Şans kurabiyesi okuyarak. | Open Subtitles | .من خلال قراءة كعكة الحظ |
Bütün hikmetiyle bir Şans kurabiyesi. | Open Subtitles | بكل عمق من كعكة الحظ. |
Yani senin dinin Şans kurabiyesi. | Open Subtitles | فديانتك هي كعكة الحظ إذن |
-Kurabiyeden cikan fallar gibi konustun. | Open Subtitles | -كلامك يشبه عبارات كعكة الحظ . |
Bir daha fal kurabiyesi alırsanız, açmayın. | Open Subtitles | في المرة القادمة التي تحصل فيها على كعكة الحظ لا تفتحها |
Bir dakika. Yoğurt bana bir fal kurabiyesi vermişti. | Open Subtitles | انتظر لحظة، " يوجرت " أعطانى كعكة الحظ هذه |
Bir fal kurabiyesi gibi konuşuyorsun. | Open Subtitles | انت تبدين مثل كعكة الحظ |
Sen içinde bilgelik yazmayan bir talih kurabiyesi açtın bu var olmayan bir bilge tarafından yazılmış zaten cevabını bildiğin bir probleme çözüm arayan bir metin. | Open Subtitles | لقد فتحت للتو كعكة الحظ دون ثروة... كتبه سيد الذي لا وجود له... لإيجاد حل لمشكلة... |
talih kurabiyesi. | Open Subtitles | كعكة الحظ |
Çin restoranına gittiğinde de her zaman fal kurabiyesinden aynı fal çıkıyor bir de. | Open Subtitles | وعندما تذهب لمطعم صينيّ "دائماً ما يحصل على نفس الحظ وهي "كعكة الحظ * كعكة من مقبّلات السوشي * |