200 fit aşağıda 20 bin yıl önce aşağı doğru birikmiş kireç taşını geçiyoruz; | Open Subtitles | في 200 قدم نعبر بحجارة كلس أودعت الرواسب أسفل قبل عشرون ألف سنة |
Ve bu karst arazisi çözünür kireç taşı ile örtülmüş olduğundan su muazzam bir yeraltı rezervuarı yaratacaktır. | Open Subtitles | وبما أنّ هذه منطقة جيريّة معززة بأحجار كلس قابلة للذوبان، فإنّ تلك المياه ستخلق خزان ضخم تحت الأرض. |
Kısa boylu, kireç hırsızları çetesi mi? | Open Subtitles | عصابة سارقي كلس قصيري القامة؟ |
Güneş altında çok fazla limon sıkmaktan ileri gelebilecek bir şey. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَحْصلَ عليه مِنْ عَصْر الكثير مِنْ ليمون أَو كلس في ضوء الشمس المباشرِ. |
Para ne oldu? - belki onu gömmüştür. - kireç. | Open Subtitles | ـ ربما دفنه ـ كلس |
Bu kireç.Düşündüğüm de buydu. | Open Subtitles | ـ انه كلس ـ هذا ما ظننت |
- Kalsiyum oksit... sönmemiş kireç. | Open Subtitles | -إنه أكسيد الكالسيوم، كلس حيّ |
Kum, çamur, kireç tozu. | Open Subtitles | رمال، طين، كلس |
Kum, çamur, kireç tozu. | Open Subtitles | رمال، طين، كلس |
Diyet zencefil gazozlu ve limon damlatılmış beyaz rom lütfen. | Open Subtitles | سأتناول روم أبيض مع بيرة منخفضة السعرات وقطعة كلس |
Tuz, içki, limon. | Open Subtitles | هو ملحُ، طلقة، كلس. |