İsa temalı "Bil bakalım evde kim var" bir oyun gibi. | Open Subtitles | يبدو منزلنا كلعبة التنكّر بزي المسيح خمّن من في هذا البيت. |
Bir oyun gibi düşün. Tek yapman gereken gerçeği söylemek. | Open Subtitles | فكري بها كلعبة ، كل ماعليكِ فعله هو قول الحقيقة |
Ben bunu karmaşık bir Atari oyunu gibi düşünmeyi seviyorum. | TED | انا احب ان افكر في هذا كلعبة بونغ من اتاري من لعب هذا الواقع المخلوط |
Kendimizi açık etmemeliyiz. Ve bunu bir daha tekrarlamayacağım. Bunu bir satranç oyunu gibi düşün. | Open Subtitles | لا أريد أخباراً أخرى ولا أريد مناقشة هذا ثانية فقط فكر بالموضوع كلعبة شطرنج |
Seni çiğneme oyuncağı gibi ısırmadan önce kendi işine bak! | Open Subtitles | صرّح عن نفسك أيها اللعين قبل أن أعضك كلعبة مضغ |
Yani bu gördüğünüz önemsiz bir oyuncak gibi görünse de bunun gibi bir şeyin üretilebilmesini olanaklı kılan mühendislik çabası oldukça gelişkin ve karmaşıktır. | TED | بالرغم من أنه يبدو كلعبة بسيطة، فإن الجوانب الهندسية المستخدمة فيه تعتبر شيئا متطورا إلى حد ما. |
Aynı poker gibi. oyuna katılmanıza izin vermeyiz. | Open Subtitles | إنها كلعبة الورق تلك لا نسمح لكِ بالدخول في اللعبة |
Bu birisiyle ağaçların arasında oyun oynamak gibidir. | Open Subtitles | الأمر كلعبة تلعبها مع أخرين وعليك أن تجتاز غابة ما |
Demek ki pazarlaması hiç kolay olmayacak bir oyun. | Open Subtitles | .هذا يبدو كلعبة لن يكون من السهل تسويقها |
Her şey pasif-agresif bir oyun onun için. | Open Subtitles | ولكن لا ، يجب أن يكون كل شيء كلعبة العدوانية السلبية بالنسبة له |
Yani sadomazoşist bir oyun olarak başlayan şey bir kartele dönmüş olabilir. | Open Subtitles | مما يعني أن ما بدأ كلعبة تمثيل أدوار جنسية قد تصبح حلقة إتجار الان |
Sen de onları telefonla geçiyorsun. oyun gibi bir şey. | Open Subtitles | وتقومين بالتنقل بين الصور، تبدو كلعبة ما |
Milyarların ölümünü bir oyun gibi düşünmek. | Open Subtitles | والتعامل مع موت المليارات كلعبة |
Hayatta bir satranç oyunu gibi, kazanmak için tek bir hamle yeterli. | Open Subtitles | الحياة كلعبة الشطرنج تتطلب فقط حركة واحدة للفوز |
Yani biri, onu ters giden bir seks oyunu gibi göstermek için yatağa taşıdı. | Open Subtitles | إذاً فقد وضعه أحد على السرير ليبدو الأمر كلعبة جنسية قد ساء سيرها |
Sanki kovboyculuk, kızılderilicilik oyunu gibi! | Open Subtitles | انه كلعبة الكاوبوي و الهنود الحمر |
Bu İHA basit bir hobi oyuncağı olarak gözükebilir ama aslında bilgisayarınıza bağlanabilmeniz için bir wi-fi yönlendiricisine sahip. | Open Subtitles | تبدو هذه الطائرة كلعبة لهاوٍ ما... ولكنها في الحقيقة مجهّزة بـ... جهاز الواي فاي الذي يخدع حاسوبك للاتصال به |
Rupert'ı çiğneme oyuncağı olarak kullanıyordum. | Open Subtitles | أنا كنت نوعا ما أستخدم روبرت كلعبة مضغ |
Bir çıngırak sesi duydum, bebek oyuncağı gibiydi. | Open Subtitles | سمعت صوت ضجيج كلعبة طفل، تعرف ؟ |
oyuncak gibi. | Open Subtitles | ـ فكل معالجة هي في هذه ـ أنه يبدو تماما كلعبة أطفال |
İri bir adamım ve araba benimle birlikte oyuncak gibi görünüyor. | Open Subtitles | أنا رجلٌ راشد، جعلت تلك السيارة بأكلمها تبدو كلعبة أطفال |
Bu karımın akşam yemeği masasında çocuklarla oynadığı oyuna benziyor. | Open Subtitles | هذه تبدو كلعبة كانت تلعبها زوجتي مع الأطفال على طاولة العشاء |