"كليته" - Traduction Arabe en Turc

• böbreğini
• böbreği
• Böbrek
• böbrekleri
• böbreğinde
• böbreklerini
• böbreğine
• Böbreklerinden

Hatta şu anda böbreğini tekmeleyeceğim çünkü sen burada değilsin.
إلى ذالك الوقت ، سأقوم برفسه على كليته ، لأنكِ لم تحضري إلى الآن

Umurumda değil, istersen çakıyla böbreğini sök istersen bir kova portakal şerbeti içir.
لا أهتم , إن كنت تريد قطع كليته بواسطة سكينة أو إعطائه غالوناً كاملاً من مشروب البرتقال الغازي

Küçük bir ihtimal de olsa haklıysam böbreğini başkasına vermesi çok tehlikeli olur.
ان كان هناك اي احتمال انني مصيب فسيكون من الخطر ان نعطي كليته لأحد أخر

Ama bu böbreği de almazsam, 6 yıl daha bekleyebilirim.
وإذا لم آخذ كليته .. سوف أنتظر ستة سنوات قادمة

Yanlışlıkla böbreği alındı ve başkasına verilmeden geri almak istiyor.
كليته انتزعت بالخطا وهو يريدان يسترجعها قبل ضياعها

Bak, dürüst olmak gerekirse yeni Böbrek ameliyatı olmuş birisinin salak bir bara gitmesi bence pek uygun değil.
لا اعتقد إن الذهاب لبار ما مناسب لشخص حصل علي جراحه في كليته للتو

böbrekleri kızında olan bir adamın öldürülmesi soruşturmasına engel olduğunun farkında mısın?
وانت تدرك أن أنت تعرقل التحقيق في جريمة قتل لرجل الذي كليته داخل ابنتك

böbreğini çalacak, evini ateşe verecek ve aloeli peçetelerini sıradan peçetelerle değiştireceğiz...
سرقة كليته ، احراق منزله تغيير مناشفه المعطرة بمناشف عادية

Kendimi hortlak gibi hissediyorum, ...birilerinin ölmesini ve bana böbreğini vermesini istiyorum.
وأشعر بــ أنّي بَغِيض بانتظاري لموت أحدهم ليعطيني كليته

Eğer Deacon'ın böbreğini başkasına onlar nakletmeden bulamazsak kızım ölecek.
إذا لم نستعيد كليته قبل ،أن يزرعوها لشخص آخر ابنتي سوف تموت

Will para karşılığı böbreğini satmış olabilir mi?
هل من الممكن أن ويل تبرع ببيع كليته لكسب بعض المال ؟

Şerefsiz herif böbreğini vermek istiyor ama bunu yapamayız değil mi?
إبن القلفاء يريد أن يهب كليته و لكن لا نستطيع فعل هذا ، صحيح؟

Bunu yapamayız. böbreğini oğluna takamayız.
لا نستطيع فعل هذا ، لا يمكننا زرع كليته في جسم إبنه

Matador böbreği almakla kalmamış kalbi de almış ki, hatırlarsan otelde bunu yapmaya çalışmıştı ama eseri tamamlayamadan engellenmişti.
السفاح لم يأخذ فقط كليته بل أخذ أيضا قلبه الشيء الذي لو تتذكر حاول فعله في الفندق لكن تمت مقاطعته قبل أن يرسم لوحته

Hastalık genellikle, ana organların yumuşama ve sıvılaşmasına sebep olur, fakat bu vakada adamın sadece sol böbreği sıvılaşmış, ki bu da virüsün zayıflatılmış olduğunu gösteriyor.
انه يسبب أن تقوم الأعضاء الرئيسيه بأن تتحلل وتتساقط ولكن فى حالته فقط كليته الشمال تحولت الى سائل

Kardeşim, dünyanın en sert adamı lanet böbreği yüzünden öldü.
شقيقي، الرجل الأقوى في العالم مات بسبب كليته اللعينة.

Adam direğe bindirip böbreğiyle Böbrek atardamarını mahvetmekle kalmamış üzerine bir de sevgililer günümün içine etti.
رجل اصطدم بعمود، لم يقم بسحق كليته وشريانه الكلوي وحسب، ولكنه خرّب عيد الحب علي.

Böbrek hastası olan birisinin yememesi gereken şeyler.
على العكس تماماً باالنسبة شخص لديه مشاكل في كليته لكي يتناوله.

böbrekleri iflas etti, değil mi?
فشلت كليته أليس كذلك ؟

Bir tane böbreğinde ve bir tane de kalın bağırsağında var.
هناك ورم على كليته واخر في كولونه

- Belki de Buck'a bir şey olmuştur. - Belki biri böbreklerini çıkardı. - Selam.
ربما شئ ما حدث إلى بيك ربما أحد ما قام بأخراج كليته

böbreğine aldığı sopa darbesi yüzünden mi ölmüş?
ااذن هل تقصد انه قتل باستخدام مضرب النيبليك الى كليته ؟

Parası olmadığı için Böbreklerinden birini sattı.
باع له أحد كليته ، فقط لأنه لا يملك مالاً