Tüm kanıtlar soyulduğuna işaret ediyor. | Open Subtitles | كلّ الأدلّة تُشير لحقيقة أنّها سرقت. |
Teğmen, Tüm kanıtlar, James Doakes'un Liman Koyu Kasabı olduğunu gösteriyordu. | Open Subtitles | حضرة الملازم كلّ الأدلّة تشير إلى أنّ (جيمس دوكس) هو سفّاح مرفأ الخليج |
Tüm kanıtlar Regina'yı gösteriyor. | Open Subtitles | -لأنّ كلّ الأدلّة تشير إلى (ريجينا ) |
Sana tüm kanıtları daha sonra gösteririm. | Open Subtitles | لكن ليس هناك شكّ سأريكِ كلّ الأدلّة لاحقاً |
Siz bu operasyonu iptal ederseniz, elimdeki tüm kanıtları size vereceğim. | Open Subtitles | كلّ الأدلّة التي أملكها مقابل سلطتكَ لإلغاء هذا الأمر. |
Sana karşı olan her şeyi yok etmek için bütün kanıtları ortadan kaldırmalıyım. | Open Subtitles | يجب أنّ أختفي لأجعل كلّ الأدلّة التي ضدّك تختفي. |
Tüm kanıtlar mektup, defter, bomba her şeyin ucu McManus'a uzanıyor. | Open Subtitles | -حسناً، كلّ الأدلّة ، الرسالة، المُذكّرة، القنبلة... كلّ شيءٍ يُعاد تتبّعه لـ(مكمانوس). |
Kimse yıkımın izini ona kadar sürmesin diye cihazın varlığına dair tüm kanıtları ortadan kaldırıyor. | Open Subtitles | يمحو كلّ الأدلّة عن وجود ذلك الجهاز حتّى لا يتعقّبها أحد إليه. |
Evine git ve tüm kanıtları yak. | Open Subtitles | إذهب إلى بيته وأحرق كلّ الأدلّة. |
Felicity ile bana anlatacağınız çok şey var, bulduğunuz tüm kanıtları gösterin bakalım. | Open Subtitles | (فليستي) وإيّاي لدينا الكثير لنتداركه لذا ربّما عليكما إطلاعنا على كلّ الأدلّة التي جمعها الفريق. |
Size karşı olan bütün kanıtları yok eden adam olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّي الرجل الذي أبعد كلّ الأدلّة ضدّكم |