Button ona verebileceğimiz Her şansı hak ediyor. | Open Subtitles | بوتون ) يستحق كلّ فرصة يُمكننا ) أن نعطيها له |
Sebastian Cerisola'ya haberi yalanlaması için Her şansı verdik. | Open Subtitles | أصغي، منحنا (سيباستيان سيريزولا) كلّ فرصة لإنكار القصّة. |
Her şansı verdim. | Open Subtitles | أعطيتك كلّ فرصة. |
Bu volkanik arazide hayatta kalmak her fırsatı değerlendirmeye bağlı. | Open Subtitles | البقاء يعتمد على الإستيلاء على كلّ فرصة في هذه الأرض البركانية المقفرّة |
Tek yaptığın bu adadan kurtulmak için elimize geçen her fırsatı mahvetmekti. | Open Subtitles | كلّ ما فعلتَه قط هو إفساد كلّ فرصة أمامنا للخروج من هذه الجزيرة |
Eline geçen her fırsatta kendi oğlunu terk etmeyi denermiş. | Open Subtitles | لقد حاولت التخلص من إبنها في كلّ فرصة تسنحُ لها. |
Her şansı verdim. | Open Subtitles | أعطيتك كلّ فرصة. |
Sana Her şansı verdim... | Open Subtitles | أعطيتك كلّ فرصة... |
Senin ise tek yaptığın bu adadan kurtulmamız için elimize geçen her fırsatı yok etmekti. | Open Subtitles | كلّ ما فعلتَه قط هو إفساد كلّ فرصة أمامنا للخروج من هذه الجزيرة |
Bana doğruyu söylemen için sana her fırsatı verdim. | Open Subtitles | منحتُكِ كلّ فرصة لتقولي الحقّ. |
Yakaladığımız her fırsatı değerlendirirdik. Etrafa bir bak, Edison. | Open Subtitles | كنا نسرق كلّ فرصة متاحة. |
Ve elimize geçen her fırsatta o şerefsizleri haklıyoruz ama eğer köşeye sıkışırsak, yok olabiliriz. | Open Subtitles | وسأسعي لقتل هؤلاء الأوغاد فى كلّ فرصة تأتينا، لكن لو حوصرنا، ربّما لن نستطيع الخروج. |