Torunumun hayatının her detayını emretmeyi cidden bekliyor olamazsın. | Open Subtitles | لايمكن جدياً أن تتطلعي إلى أن تُملي علينا كل تفاصيل حياة حفيدي |
Irak'taki o günün her detayını hâlâ hatırlıyorum. | Open Subtitles | ما زلت أتذكر كل تفاصيل ذلك اليوم في العراق |
Bak, geçmişindeki tüm detayları merak etmiyorum. | Open Subtitles | اسمعي .. لا تهمني كل تفاصيل حياتك الماضية |
Orijinal soygunun tüm detayları duruşma esnasında konuşuldu, ve hiç kimse dörtlünün Leviathan kasasına nasıl girdiğini öğrenemedi. | Open Subtitles | كل تفاصيل الجريمة الأصلية عرضت في المحكمة, و لم يعلم احد تماما كيف دخل الاربعة الى اللوياثان |
LDS hayatımızdaki her detayı belirlemez. | Open Subtitles | إن كنيسة قديسي اليوم الآخر لا تملي علينا كل تفاصيل حياتنا اليومية |
Hayatımdaki her ayrıntıyı bilmek zorunda değilsin anne! | Open Subtitles | يا الهي انت لا تحتاجين ان تعرفي كل تفاصيل حياتي |
Suçun tüm ayrıntıları ağzından dökülüverdi. | Open Subtitles | كل تفاصيل الجريمة كانت تخرج من فمه |
Ama Internet'ten bu ihtiyarın tüm detaylarını ezberledim. | Open Subtitles | و لكنني حظفطت كل تفاصيل هذا المحاكي على الإنترنت |
Son günümüzle ilgili her şeyi hatırlıyorum ama birbirimize veda ettiğimizi hatırlamıyorum. | Open Subtitles | مازلت أذكر كل تفاصيل يومنا الأخير لكن لا أذكر أني ودعتها |
Derler ki, ölünce hayatın tüm soruları yanıtlanırmış. | Open Subtitles | يقولون انة عند الموت تتجلى للمرء كل تفاصيل حياتة |
Amerikan hayatının her detayını onlara işledik. | Open Subtitles | دربناهم علي كل تفاصيل الحياة الأمريكية |
Bilirsin işte, onun kişisel yaşantısının her detayını bilmem gerekmiyor. | Open Subtitles | تعلمين... لستُ بحاجة إلى أن أعرف "كل" تفاصيل حياتها الشخصية |
Bense hayatımın her detayını seninle paylaştım. | Open Subtitles | بينما شاركتك كل تفاصيل حياتي |
Bir anda zamanda yolculuk neredeyse gereksiz görünür... çünkü hayatın tüm detayları çok güzeldir. | Open Subtitles | فجأةً سفر الزمن يبدوا غير ضروري لأن كل تفاصيل الحياة جميلة |
Geçmişimdeki tüm detayları büyük bir büyüteçle bulmaya yollanmış gibiydim. | Open Subtitles | كان مثل أود أن تم اعادتهم لاختيار من خلال كل تفاصيل حياتي الماضية مع عدسة مكبرة واسعة النطاق. |
Eğer bu doğruysa, o bilgisayarda çetenin tüm faaliyetlerinin ve parasal durumunun tüm detayları var demektir. | Open Subtitles | اذا كانت حقيقه هذا الكومبيوتر يوجد به كل تفاصيل العصابه من تمويل ونشاطات |
Bu nedenle senin gidebilmen için gece gündüz her detayı düşünüyor. | Open Subtitles | لذا فهو يتدخل في كل تفاصيل تعليمك ليله بعد ليله حتى تنجزي الصواب |
Öyle dikkatli bakacaksın ki yüzündeki her detayı ezberleyeceksin. | Open Subtitles | وستنظري له ستنظري له وتذكري كل تفاصيل وجهه |
- Sorgusu hakkındaki her ayrıntıyı istiyorum. Kayıt edilmiş mi? | Open Subtitles | ـ أريد كل تفاصيل ذلك اللقاء، هل سُجل؟ |
Eğer ona tekrar güveneceksem o aşağılık Fransız herifle yaşadığı ilişkiyle ilgili her ayrıntıyı bilmek istiyorum. | Open Subtitles | إن كنت سأثق بها مجددًا... اظن ان علي ان اعلم كل تفاصيل علاقتها |
Suçun tüm ayrıntıları ağzından dökülüverdi. | Open Subtitles | كل تفاصيل الجريمة كانت تخرج من فمه |
Biliyor musun, sürekli olarak Ellie'ye gerçek annesiyle ilgili tüm ayrıntıları anlatmam gerektiğini düşünüyordum. | Open Subtitles | أستمر بالتفكير أنني سأخبر " إيلي " كل تفاصيل أمها |
Ben ise yüzünün tüm detaylarını ezberlemekle meşguldüm. | Open Subtitles | أما أنا؟ فقد كنت أتذكر كل تفاصيل وجهها |
Hikâyenin tüm detaylarını öğrenene kadar uzatalım. | Open Subtitles | نحن نستخرج كل تفاصيل القضية |
Doğru lrene, yalan söylüyorum! Hayatımla ilgili her şeyi biliyorsun! Şimdi TV izleyelim. | Open Subtitles | أجل يا [ايريني], اني أكذب انتي تعرفين كل تفاصيل حياتي |
Derler ki, ölünce hayatın tüm soruları yanıtlanırmış. | Open Subtitles | يقولون انة عند الموت تتجلى للمرء كل تفاصيل حياتة |