20 yaşındayım ve tüm Hayatım boyunca bu şehirde yaşadım. | Open Subtitles | عمري 20 سنة, ولقد عشت في هذه المدينة كل حياتي |
- Charlie. - Hayatım boyunca geçirdiğim bütün ilişkilerde son durak oldum sadece. | Open Subtitles | في كل حياتي ، لم أهتم لـ علاقة ما مثل ما أهتممت بهذه |
Ben ise Tüm hayatımı onun gibi olmamaya çalışarak geçirdim. | Open Subtitles | وقضيت كل حياتي أحاول أن أكون نوعاَ مختلفاَ من الرجال |
Bütün hayatımı arkamda bıraktım ama akıllı bir hareket olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | تركت كل حياتي خلفي لكنها خطوة ذكية، تعرف |
Bütün hayatım boyuca hiç bir kıymetim olmadı. | Open Subtitles | لم يكن لي قيمة لعينة في كل حياتي اللعينة |
ömrüm boyunca yalnız iyilik ve sevgi izleyecek beni. | Open Subtitles | بالتأكيد الطيبة والرحمة ستتبعنى كل حياتي |
Hayatım boyunca hep özel biriymişim gibi davranıldı. Diğer insanlar gibi davranılsın isterdim. | Open Subtitles | كل حياتي وأنا أعامل كاني مميز أنا فقط أريد أن تتم معاملتي كالجميع |
Hayatım boyunca, sana bırakacak bir şeyim olsun diye çalışıp çabaladım. | Open Subtitles | لقد عملت كل حياتي للتأكد من أن لي شيء لأتركه لك. |
Tüm Hayatım boyunca özgürdüm, ...ve şimdi tekrar buna ihtiyacım var. | Open Subtitles | لقد كنت شخصاً عادياً كل حياتي وأريد تلك الاستقلالية أن تعود |
Tüm Hayatım boyunca büyük işler başarmak için küçülmeye çalıştım. | Open Subtitles | قضيت كل حياتي لكي أصبح شيئاً أعظم بغدوي شيئاً أصغر |
Tüm Hayatım boyunca kamp yaptım. Ve... bir yıl boyunca karavanımda yaşayarak Bu uzun karavan yolculuğunu yapmaya karar verdim. | TED | حزمت كل حياتي. وقررت أن أعيش في سيارة فان لمدة عام من أجل هذا ستكون مثل رحلة مخيّم طويلة. |
Tüm hayatımı onu özlemekle onunla olmakla, onun gibi olmakla geçirdim. | Open Subtitles | لقد قضيت كل حياتي أفتقده أردت دائما أن أكون معه، مثله |
Tüm hayatımı saklanarak geçirdim, kendi kızımı bilmek iin bir şansım var. | Open Subtitles | قضيت كل حياتي مختبىء لم تسن لي الفرصة بأن اتعرف على أبنتي |
Sadece, cadılığın Tüm hayatımı kaplamasını istemiyorum. | Open Subtitles | إنه فقط ، لا أريد كوني ساحرة أن تطغى على كل حياتي |
Bütün hayatımı insanlardan uzak durmaya çalışarak harcadım. | Open Subtitles | قضيت كل حياتي لاعمل مسافه بيني وبين الناس الاخرين |
Hayır. Bütün hayatımı bu ana hazırlanarak geçirdim. | Open Subtitles | كلا ، لقد قضيت كل حياتي أستعد لهذهـ اللحظة |
Bütün Hayatım boyunca çalıştım ama hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | لقد عملت بجد كل حياتي ولم أحصل على فائدة من ذلك |
Hayır! Hayır, bunu bana yapamazsın. Bu çocuklar benim Bütün hayatım! | Open Subtitles | لا ، لا يمكنك فعل هذا بي هؤلاء الأطفال هم كل حياتي |
İtiraf etmeliyim ki... ömrüm boyunca hep bu günü bekledim. | Open Subtitles | تعرف الحقيقة هي ان انتظرت هذا اليوم كل حياتي |
Bu sizin için büyük bir oyun ama bu iş, oğlum benim hayatım. | Open Subtitles | ما هي إلا لعبة كبيرة من أجلكم ولكن وظيفتي, وأبني هي كل حياتي |
Hepinize şunu söylemeliyim: tüm ailemi buldum yetişkin Hayatımda. Tüm yetişkin hayatımı onları ararken harcadım, ve şimdi tamamen işlemeyen bir ailem var herkesinki gibi. | TED | لابد أن أخبركم، أني وجدت كل أسرتي عندما كبرت، قضيت كل حياتي في البحث عنهم، والآن لدي أسرة مختلة تماما مثل أي شخص آخر. |
Kutsal ada, benim tek hayatım. | Open Subtitles | هذه الجزيرة المقدسة هي كل حياتي |
ve faaliyetlerimiz durdu. Karaçi'de, 18 yaşımdayken bunun hayatımın en büyük başarısızlığı olduğunu düşündüm. | TED | في كراتشي و كفتاة في عمر ال١٨ سنة ظننت أن هذا أكبر اخفاق في كل حياتي |