Ona sorduğun her soruyu o zaten daha önce cevapladı. | Open Subtitles | المشكلة أن كل سؤال قد سألته لها هى بالفعل قد أجابت عليه من قبل |
Babam her soruyu sınava çevirdi. Her seçenek bir imtihandı. | Open Subtitles | جعل أبي كل سؤال امتحان ،وكل اختيار اختبار |
annen bana SAT'lardan tamamen başarısız olduğunu söyledi, ama her soruyu yanlış yapman için ne kadar zeki olman gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | أمكِ أخبرتني أنك فشلتي تماماً في أمتحاناتكِ البدائية. ولكن أعرف مدى الذكاء المطلوب لكي تحصلي على كل سؤال خطأ. |
Her sorunun cevabı başka bir soru. Cevap hiç olmazdı. | Open Subtitles | كل سؤال يرتبط بسؤال آخر لكن لا إجابة |
Bana baktığında kendimi Her sorunun cevabı gibi hissettiğim. | Open Subtitles | أنني الإجابة على كل سؤال في هذه الدنيا. |
Sanırım anlaşmamızda her soru sonrası cevap vermeden önce dudağımın üstünü kurulayabileceğime dair bir madde olmalı. | Open Subtitles | ممّا اِتفقنا عليه أعتقد بأننا قد صنعنا اتفاقًا، بأنه بعد كل سؤال قد أمسح شفتي العلوية قبل أن أجيب عليه |
Ve daha sonra bu soruları sorduk: Burada ne düşündünüz? | TED | ثم نسأل عن كل سؤال من الأسئلة: كيف كنت تفكر هنا؟ |
Maguire'ın sorularını menü okur gibi yanıtladınız. | Open Subtitles | كل سؤال سأله ماجواير لك , أنتى أجبتـيـه كأنك كنت تقرئيــن من قائمة طعام |
Her bir soruyu ve cevabı hafızana almadığını söyleme, Harvard'lı çocuk. | Open Subtitles | اخبرني أنك لا تتذكر (كل سؤال و كل جواب فتى (هارفارد |
Bana istediğin her soruyu sorabilirsin, bilmek istediğin her şeyi cevaplayacağım ama her soru sana hatırı sayılır bir acıya mal olacak. | Open Subtitles | ستسألني أي سؤال و سأجيب على أي شئ تريده لكن كل سؤال تسأله سيكلفك ألماً كبيراً |
Oyun sorduğum her soruyu cevaplaman şeklinde. | Open Subtitles | اللعبة هي يمكنك الإجابة على كل سؤال أطلب. |
Bakın, eğer her soruyu bana iki kere soracaksanız... bu çok uzun sürer, ve ben ailemin yanına dönmek zorundayım. | Open Subtitles | أسمع.. اذا أستمريت تسألنى ...كل سؤال مرتين فأن هذا حقيقة سيستغرق وقتا طويلا و يجب أن أعود لعائلتى |
Bakın, eğer her soruyu bana iki kere soracaksanız... bu çok uzun sürer, ve ben ailemin yanına dönmek zorundayım. | Open Subtitles | أسمع.. اذا أستمريت تسألنى ...كل سؤال مرتين فأن هذا حقيقة سيستغرق وقتا طويلا و يجب أن أعود لعائلتى |
her soruyu 'diğer tarafa bak' ile cevapladın. | Open Subtitles | ضعيف جداً. لقد جاوبتي على كل سؤال |
(Gülüşmeler) Onlar sorar ve ben de her soruyu samimiyetle cevaplarım. Dinlerken yapılan bu değiş tokuş herhangi bir yanlış anlamayı giderir. | TED | (ضحك) هم يسألون وانا أجيب عن كل سؤال بصراحة، وهذا التبادل في الاستماع سيُساعد على إزالة أي سوء فهم |
- Bak, sana sorduğum her soruyu yinelemekten bıktım. | Open Subtitles | -لقد سئمت من إعادة طرح كل سؤال |
Her sorunun tanımlanabilir bir cevabı olmalıdır. | Open Subtitles | كل سؤال لابد وأن يكون لديه اجابة محددة |
Her sorunun cevabı olması gerekmez. | Open Subtitles | ليس كل سؤال يحصل على إجابة. |
Esas nokta soruları formülleştirmektir, böylece cevap ne olursa olsun bize yararlı bir bilgi sağlayacaktır. | TED | مفتاح الحل تكمن في أن نصوغ الأسئلة بحذر بحيث يزودنا كل سؤال بمعلومة مفيدة |
Akıllarına estiği gibi sorularını sormalılarmış. | Open Subtitles | ينبغي لهم فحسب طرح كل سؤال يجوب في خلدهم |
Hastanede cevabını aldığı Her bir soruyu. | Open Subtitles | كل سؤال أجابته بالمستشفى |