Çocuğunuz varsa bilirsiniz; her şey bir oyundur. | TED | لأنك عندما تحظي بأطفال، كل شيء يكون لعبة. |
her şey tam olmalı. Adamdan harika bir Nazi olur. | Open Subtitles | كل شيء يكون مثالياً، كان ليشكّل نازياً عظيماً |
Bu Windows işinin sadece uydurma bir şey olduğunu söylerdi ve birkaç saat sonra her şey düzelirdi. | Open Subtitles | وبأن هذا الويندوز ليس أكثر من هراء وبعد عدة ساعات، كل شيء يكون على ما يرام |
- her şeyin yoluna gireceğini söylemeye bir son ver! | Open Subtitles | تـوقف عـن إخبـارها بـأن كل شيء يكون على مـا يرام |
Mavi olan her şeyin listesini tut. Bırak da çalışayım. | Open Subtitles | دونـي كل شيء يكون لونـه أزرق دعينـي أعمـل فحسب |
İçine sevgi katılan her şeyin daha güzel olacağına inanıyorum. | Open Subtitles | أَعتقدُ مذاق كل شيء يكون احسن عندما تَعمله بحبِّ. |
Kar yağdığında her şey büyülüdür. her şey güzel görünür. | Open Subtitles | كل شيء يكون ساحرا عندما ينزل الثلج كل شيء يبدو جميلا |
Ve haklısınız. Kusursuz olmayacak. her şey kusursuz olacak diye bir şey yok. | Open Subtitles | وأنت محق، لن تكون كامله وليس كل شيء يكون كاملا |
- her şey yoluna girecek tatlım. | Open Subtitles | كل شيء يكون على ما يرام يا عزيزتي, حسناً؟ |
Ben ne zaman ne istediğini her şey iyi idi. | Open Subtitles | عندما أفعل ذلك معه بشكل كامل فإن كل شيء يكون جيداً |
Yani, biz küçükken de büyüktü; ama o zamanlar her şey büyük görünürdü. | Open Subtitles | كان كبيرا عندما كنا صغار ولكن كل شيء يكون كبيرا بالنسبة للصغار |
Böyle durumlarda her şey yavaşlar falan derler. Aksine hızlanır. Adrenalin vesaire. | Open Subtitles | يقولون أن هذا النوع من المواقف فإن كل شيء يكون بطيء، فهذا شيء غبي. |
Neyse, yapabilirsen rüzgarı içeri alırsın ve her şey iyi gider ancak yapamazasan ki çoğunlukla yapamazdık, rüzgar altında kalırsın. | Open Subtitles | عندما نتقنه وتكون الرياح بصالحك .. كل شيء يكون على مايرام |
Nadder ayak izi. Harika. Burada her şey yolundaymış gibi görünüyor. | Open Subtitles | آثار أفعى ممتيته ممتاز يبدو أن كل شيء يكون على ما يرام هنا |
Şu an her şey sessiz sakin ama bir saat içinde her yer kırılacak, dökülecek, ıslanacak. | Open Subtitles | أنها هادئة الان ولكن خلال ساعة كل شيء يكون مُحطم ومبتل |
Öyleyse neyi seçersin her şeyin ters gittiği gözden uzak, güvende kendin olmayı mı yoksa her şeyin harika olduğu ama asla ait olamayacağını bildiğin bir yeri mi? | Open Subtitles | إذاً، ماذا أخترت، حيث تكون آمناً، بعيداً عن الأنظار، لكن أين كُل شيء يكون خاطئاً؟ أو أين كل شيء يكون صحيحاً، لكنك هل تعرف بإنّك لا تنتمي لهذا أبداً؟ |
Sanırım, olan onca şeyden sonra her şeyin yolunda olmasını ve doğru şeyler yapmak istiyorum, ama gerçekten çok mutlu oldum. | Open Subtitles | اعتقد بالنظر لما نواجهه هنا اريد كل الأمور ان تسير على ما يرام .. كل شيء يكون جيد ، انا اريد فقط ان اكون جيداً ، لكن |
—İlkbahar gençleşme, yeniden doğma, her şeyin çiçeklenmesi tüm bu saçmalıklar. | Open Subtitles | -كما تعلم, "الربيع " التجدد, النهضة كل شيء يكون مشعاً كل ذلك الهراء |
Gençleşme, yeniden doğma, her şeyin çiçeklenmesi... Tüm o... | Open Subtitles | , التجدد, النهضة، كل شيء يكون مشعاً, كل ذلك... |
Sadece her şeyin mükemmel olmasını istemiştim. | Open Subtitles | أردت فقط كل شيء يكون مثاليا |
Hayır. Ivy geri döndüğünde her şeyin hazır olmasını istiyorum. | Open Subtitles | لا، اريد كل شيء يكون جاهز حينما يعود (ايفي). |